KMO

SAVAŞA, YOKSULLUĞA, KADIN KATLİAMLARINA, CİNSİYET AYRIMCILIĞINA, EMEĞİMİZİN SÖMÜRÜSÜNE KARŞI DİRENEREK ÖRGÜTLENİYORUZ!

    Yayına Giriş Tarihi: 08.03.2013  Güncellenme Zamanı: 26.04.2013 11:33:57  Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ  
 

AYRIMCILIĞIN, ŞİDDETİN, BASKILARIN GÖLGESİNDE 8 MART’I KUTLUYORUZ.

1857 yılında bugün, ABD`de, insanca çalışma koşulları için 40000 dokuma işçisi greve başladı. Fabrika sahipleri müdahalesi ile polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. 1910 yılında Clara Zetkin`in önerisi ile ölen kadın işçilerin anısına 8 Mart "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak kabul edildi. Tekstil iş kolu, ülkemizde hala, ağırlıkla kadınların çalıştığı ve güvencesiz bir iş kolu olmaya devam etmekte.


Bugün 8 Mart`ı nasıl bir Türkiye konjonktüründe kutlamaktayız?

"Kadına pozitif ayrımcılık" ve "Kadına yönelik şiddete son" şiarlarıyla demeçler veren, yeni anayasayı kabul ettiren hükümetin, iktidarda olduğu yıllardan bugüne öldürülen kadın sayısı; 2002`de 66, 2003`te 83, 2004 yılında 164`e yükselmiş, 2005`te 317, 2006`da 663, 2007`de 1011, 2008`de 806 ve 2009 yılında 953`tür. Rakamlara bakıldığında çok ciddi bir artış görülmektedir.

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu kendisinden iş isteyen kadınlara "Evdeki işleriniz yetmiyor mu?" derken, Başbakan "Kadınla erkek hiç eşit olur mu?"diyebiliyor.

Her gün bir çok kadın şiddete maruz kalıyor, cinayete kurban gidiyor ve bu sadece kırsal bölgelerde ve eğitim seviyesi düşük erkekler tarafından işlenen cinayetler değil. Geçtiğimiz sene peyzaj mimarı Hülya Yolcubal iş adamı sevgilisi tarafından öldürüldü. Eğitimi olmayan ya da ilköğretimini bitirmemiş kadınların yüzde 55,8`i şiddet mağduruyken, lise ve üzeri eğitim alan kadınlardan şiddet görenlerin oranı yüzde 27,2.

Emek ve meslek örgütlerinin tüm karşı çıkışlarına rağmen, bir gece ansızın kabul edilen torba yasa ile birlikte yoğunlukla kadınların çalıştığı esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerini "çağrı üzerine çalışma, evden çalışma ve uzaktan çalışma"yı meşrulaştırıyor. Artırıldığı söylenen kadın istihdamı, esnek çalışma ile evde çalışma teşvik edilerek yapılıyor ve böylece en az 3 çocuk doğurması buyurulan kadın eve hapsediliyor.

Aynı işi yapmasına rağmen pek çok iş yerinde kadınlar erkeklere göre daha düşük maaş alıyor ya da yönetim ve yetki kademelerinde genellikle tercih edilmiyor. Şirketlerdeki varolan kreşler kapatılıyor çocuklu kadınlar için çalışmanın önü kesiliyor. Şirketler darboğaza girdiğinde gözden çıkaracağı ilk işçi kadın işçi oluyor.

İşçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik çıkarılan yönetmelikler ile alana yönelik sorunlar çözümsüz kalırken kadınlar da iş cinayetlerine kurban gidiyor. En son Ankara OSTİM`de hayatını kaybedenler arasında bir kadın mühendis olan Dilek Gürler bulunmakta.

Tüm bunların yanında büyük medya yazarları da kadınlara yönelik şiddeti teşvik ediyorlar. Kadınlarla ilgili haberlerde, köşe yazılarında kadınları sadece cinsel bir meta olarak gördüklerini gizlemeyen çirkin yazılarına yer veriyor. Taciz edenleri değil, tacize uğrayanları mahkum eden yazılarıyla, mücadele eden kadınlara yönelik hakaret dolu cümleleriyle kadın hareketi ve mücadelesi küçümseniyor.

Biz bu gerçeklerin, geçmişte birer kabus olarak kaldığı gelecek güzel günlerin özlemini çekiyoruz.

Kapitalizm kadınları öldürüyor. Tüm bu yasa, yönetmelik ve uygulamalar baskıcı kapitalizmin neoliberal politikalarının sonucudur.

Bu baskı dolu ortamda kadınlar boyun eğmeyerek her yerde: Arap ülkelerinden dalga dalga yayılan sistem karşıtı hareketlerde sokaklarda; doğa katliamı yapan ve insanları yaşadıkları coğrafyadan uzaklaştırmaya çalışan HES projelerine karşı derelerini savunuyor; kentsel dönüşüm adı altındaki rant projelerinin odağındaki mahallelerde evlerini vermemek üzere direniyor; kadın öğrenciler üniversitelerdeki uygulamalara karşı eylemde, polis tarafından yerlerde sürükleniyor, hamile bir kadın bebeğini düşürüyor; tüm bunlara rağmen toplu ulaşım zamlarına karşı eylemlerde; torba yasa ile güvencesizleşecek iş hayatına hayır demek için yürüyor; doğudaki savaşa artık yeter diyip barış için çağrıda bulunuyorlar; bunlarla beraber, kadın cinayetlerine, bedensel sömürüye, tacize, ev içi sömürüye, eşitsiz-cinsiyetçi iş bölümüne, toplum yapısına dur diyor.

Her 8 Mart`ta olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar sokaklarda taleplerini dile getirecek.

Yaşasın kadınların özgürlük mücadelesi,

Yaşasın 8 MART

 

TMMOB
Kimya Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu

Okunma Sayısı: 420

Tüm Haberler »

 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME