KMO

SOMADA MADENDE YİTİRDİĞİMİZ 301 İNSANIMIZIN DAVASINDA ADALET BEKLİYORUZ

    Yayına Giriş Tarihi: 13.04.2015  Güncellenme Zamanı: 13.04.2015 12:37:04  Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ  
 

Güncellenme Zamanı: 13.04.2015 12:36:57

Yeterli ve gerekli önlemler alınmadığı ve daha çok kar etmek adına yapılan uygulamalar nedeniyle geçen yıl Somada maden ocağında katledilen 301 insanımız ile ilgili açılan davanın ilk duruşması bu gün yapılacak. Bu dava, günümüzde iş cinayetleri konusunda, dünyanın en önemli davasıdır. İş kazası ve işçi ölümleri açısından Türkiye’yi dünyada üst klasmanlara taşıyan bu davanın vicdanlarda açılan yaraları onaracak şekilde sonuçlanmasını bekliyoruz.

Ülkemizin son on yılda işçi ölümlerinde Avrupa birincisi gibi trajik noktaya ulaşması ve AB uyum yasaları zorunlulukları doğrultusunda iş güvenliği bir sorun olarak kavranmaya başlanmış ve arzu edilir noktada olmasa da hukuki mevzuat yürürlüğe konulmuştur. Yalnız işin garip yanı bu alandaki sorunların yaşanmasının önemli aktörlerinden biri olan işverenlere aynı zamanda bu işlerin düzeltilmesi için yetki verilmiş olması gerçeğidir.  İSİG Yasası uyarınca iş güvenliği uzmanlarının ücretinin kontrol ettikleri işveren tarafından kendilerine ödenmesi nasıl bir paradokstur?  6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve sonrasındaki uygulamalar sonucu ortaya çıkan istatistikler bu yasa ve çalışmaların kazaları önlemede yeterli olmadığını ortaya koymaktadır. Burada görev çalıştığı alanı bilimsel, teknik ve insani anlamda kontrol etmek zorunda olan iş güvenliği uzmanlarına ve mühendislere düşmektedir. Ücreti işveren tarafından ödenen iş güvenliği uzmanının gerçek anlamda yaptırım gücü yoktur. Bu iradeyi ortaya koyması durumunda ise kendisini kapı önünde bulması kaçınılmazdır. Yasadaki bu garabete karşın yine de kazalar ortaya çıkmadan önce kazanın oluşma riski ve olasılığı konusunda bilgili olan uzman ve mühendis çabasının anlamlı olabileceği de bir başka gerçektir. Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliği alanında bilgiye olduğu kadar yasa koyucuların, hükümetlerin, idarecilerin ve özelliklede işverenlerin samimiyetine de ihtiyaç vardır.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun ne yazık ki iç dinamiği yoktur. Çalışanlar açlık sınırında yaşadıkları için işe girerken böyle bir durumu ne aramakta ne de çalışırken talep etmektedirler. İşverenler ise ölümü önleme tercih ettikleri (!)  ve en ucuz maliyetle sonuçta daha çok kar etmek için gereksiz gördükleri yasanın gerektirdiği önlemleri almaktan kaçınmaktadırlar. Burada en önemli görev yurttaşının yaşam hakkını sağlamak gibi anayasal bir zorunluluğu olan devlete, hükümete ve onun kurumlarına düşmektedir.

Bu dava da Soma Kömürleri A.Ş sahipleri ve yöneticileri yanında devletin madenleri kontrol etmek ve buralarda İSİG yasası doğrultusunda denetim yapmakla görevli kurumları ve idarecileri de sorumludur.

Soma`daki katliamda, yasalar ve insan hayatı sorumsuzca hiçe sayılarak yapılan hizmet alım ihaleleri ve taşeronlaştırma politikalarının; yalnızca ranta, paraya odaklanmış, plansız, kanunsuz, denetimsiz ve sorumsuz üretim hırsının payı da yargılanmalıdır. 

Kimya Mühendisleri Odası

Okunma Sayısı: 283

Tüm Basın Açıklamaları »

 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME