KMO

TÜRK KİMYA SANAYİCİLERİ DERNEĞİ YAYIN ORGANI KİMYASAL FORUM DERGİSİ İLE RÖPORTAJ YAPILDI.

    Yayına Giriş Tarihi: 21.01.2016  Güncellenme Zamanı: 21.01.2016 12:16:39  Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ  
 

Güncellenme Zamanı: 21.01.2016 12:16:32

TÜRK KİMYA SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Yayın Organı KİMYASAL FORUM DERGİSİ’ nin son sayısı için odamız Başkanı Sn. Dr. Ali UĞURLU ile 2015’ten 2016’ya Kimya Sektörünü konu alan röportaj yapılmıştır.

-Sizce sektörünüz, alt sektörünüz/şirketiniz 2015`i nasıl geçirdi? 

Biz Anayasanın 135. Maddesine göre kurulmuş 6235 sayılı TMMOB yasası ile tanımlanmış kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşuyuz. Bizim içerisinde bulunduğumuz durum elbette ki ülkenin daha özel söylemek gerekirse ülkemizdeki kimya sektörü ve sanayisinden bağımsız değildir. Bu nedenle ortak - paydaş sıkıntılarımız elbette ki aynı ama bunun yanısıra çok daha farklı sorunlarımız da var. İşsizlik gibi, Kimya Mühendisliği bölümlerindeki ihtiyaç fazlası öğrenci kontenjanları, sektördeki düşük ücret ve iş güvenliği gibi

-2015`te sektörünüzün, alt sektörünüz  ve/veya şirketiniz açısından ne gibi belirleyicilerle karşı karşıya kaldınız?

Odamızda her yönetim iki yıl için seçilir ve görev yapar. Bu nedenle değerlendirmeler ya da hedefler de bu iki yıllık dönem için tanımlanır. Bundan dolayı değerlendirmemiz de 2014-2015 yılları arasındaki dönem için olacaktır. Odamız değerlendirmelerine göre; 2 Temmuz 2013 tarihli 10. Kalkınma Planı ve 2012-2016 Türkiye Kimya Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planında kimya sanayi ile ilgili sektörü geliştirecek somut ve önemli kararların olmaması ve meslek alanımızı ele alan öngörü ve planların palyatif ve derinliksiz politikaları ne yazık ki sektörün önemli bir bileşeni olan Kimya Mühendisleri Odası ve onun üyelerini doğrudan etkilemektedir. Onuncu Kalkınma Planında Türkiye sanayisi için hazırlanan öngörüler ne yazık ki genelde mühendislik mesleği özelde ise Kimya Mühendisliğinin geleceği için hiç umut vermemektedir.  Sanayileşme iddiası olmayan, kamunun bütün sanayi tesislerini haraç mezat satan ve bu kurumları özelleştirme adı altında yok eden zihniyet buna karşılık her ilde birkaç üniversite ve mühendislik fakültesi açarak mühendislik mesleğini diplomaları olan ama bunu kullanamayan işsizler ordusuna indirgemiştir. Bu düzenlemelerin yanısıra hükümet tarafından 6235 sayılı TMMOB yasası değiştirilerek odalarımız işlevsizleştirilmek ve etkisizleştirilmek istenmektedir. Bu gelişmeler yapmak istediğimiz birçok şeyin ertelenmesine neden olmaktadır.

-Sektör, alt sektör ve veya şirketiniz açısından ‘Yılın olayı` diyebileceğimiz bir olay, bir gelişme, bir mevzuat değişikliği vb gelişme yaşandı mı?

Bizim meslek alanımız açısından yaşanan en büyük olay Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı (TMGD) isimli bir tebliğin yürürlüğe konulmasıdır.  Hükümetin AB uyum yasaları gereğince çıkartmak zorunda kaldığı ama asla inanmadığı, iç dinamiği olmayan ve meslek alanlarımızı dört yıllık bütün lisans mezunlarına açan bu yönetmelik deyim yerindeyse herkesi Kimya Mühendisinin görev ve yetkilerine haiz kılmaktadır. Yönetmelik toplam 49 saatlik bir kurs sonucunda 4 yıllık bütün lisans mezunlarına (tarihçi, psikolog, muhasebeci, vs)  Kimya Mühendisliği yapma yetkisi vermektedir. Kısaca bu tebliğ; kimyasalların bulundurulması, depolanması, üretim yapılması, taşınması ile ilgili alanlardaki bütün işleri ve düzenlemeleri kapsamaktadır. Milyonlarca kimyasalın bulunduğu dünyamızda uzman bir Kimya Mühendisinin bile böylesine bir kurs ile kolay kolay başaramayacağı bu yetki ne yazık ki deyim yerindeyse herkese açılmaktadır. Öyleyse kazalar, yangınlar, ölümler kaçınılamazdır. Bile bile lades bu. İşin garip tarafı bu durum sadece odamız tarafından eleştirilmektedir. Ne yazık ki sektörün önemli bir bileşeni olan üreticiler ve işverenler bu durumu görmemezlikten gelmekte ve birçok meslektaşımız da bizim dava ettiğimiz ve henüz sonuçlanmamış bu alanda üç beş kuruş para kazanmak için kurslar açarak durumu yasallaştırmaktadırlar. Bu durumun sanayi ve mesleki açıdan trajik ve vahim sonuçlarını yavaş yavaş ne yazık ki görmeye başlayacağız. Yakında çok büyük kazalar ve kitlesel ölümler de olacaktır. 

-Bu çerçevede üretim, satışlar, yatırımlar, ar-ge, çevre, ithalat, ihracat, yeni teknolojiler, mevzuat, AB uyumu, kurlar, faizler, şirket evlilikleri, satın almalar, teşvikler, bölgesel gelişmeler, makro ekonomik istikrar  vb konularda 2015`i farklı kılan gelişmeler yaşandı mı?

Devlet ya da hükümetler tarafından sektöre yaklaşımın düzeyi ortada.  Buradan hangi olumlu sonuç çıkabilir ki? Büyük ölçüde KOBİ ve küçük işletmelere dayanan ve ithalat rejiminde birinci sırada bulunan Kimya Sektörü için rasyonal, ulusal, çevreci, üretime dönük politikalar geliştirilmedikçe bir önceki yıla göre farklı ya da olumlu bir durumun ortaya çıkması kanaatimce çok zordur. Gelişme için elbette ki Ar-ge ve inovasyona ihtiyaç vardır ama bütün bunlar bir planlama ve belirlenmiş bir politika çerçevesinde yapılıyorsa geri dönüşümü olabilir. Aksi durumda dünyadaki hızı yakalamak çölde serap kovalamak kadar hülyadır.

-Dünyada kimya sektörünü yönlendiren, Türk kimya sektörünü etkileyen gelişmeler yaşandı mı?

Küreselleşmiş dünyada ulusal sanayilerin gelişmesi ile ilgili sizin kalkınma modelleriniz varsa ancak  siz bundan fayda görürsünüz. Böyle bir iddia bizim için henüz sözkonusu bile değildir. Ulus ötesi şirketler bu gelişmelerden doğal olarak etkilenir ve faydalanır. Ama büyük ölçüde küçük şirket ve kobi`ler üzerinden yürüyen bir sektör sözkonusu ise bu ilişki olumsuz anlamda da yaşanabilir.

-Sizce KOBİ`ler, Küresel Kimya devleri 2015`ten ne umdular, ne buldular? 

Kobiler ile küresel şirketleri aynı potada eritmeye çalışmak bir çılgınlıktır. Bu küresel rekabet dünyası ilişkilerinin ruhuna da aykırıdır. Bu nedenle herkesin beklentisi ve sorunlarını farklı değerlendirmek gereklidir. Sektörün küresel oyuncuları bile üretimde bulundukları ülkelere göre değişkenlik göstermektedir. Küresel şirketler Ar-ge ve inovasyon sayesinde enerji, kompozit, nano teknoloji gibi alanlarda çevreye duyarlı üretim teknikleri ile dünyayı fethetmenin yeni arayışları içerisindeyken kobi` ler sıkışmış oldukları finans, çevre, üretim, teknik, satış gibi sorunlarla boğuşmaktadırlar. Ve ancak sofrada küresel şirketlerden kalan artık yemekle beslenmek zorundadırlar. İşleri bu anlamda çok zor.

-Geçmiş yıllara göre kimya sektörünün 2015 gelişme trendini nasıl notlarsınız? 

Dünyada mevcut bir trend var ve bu bir yıl öncesine göre daha iyi ama ülkemiz açısından ya da kobi` ler açısından bu  tam böyle değil doğal olarak. İmalat sanayinin durumu ortada. Yüzde yedilere düşmüş bir imalat sanayi ve ithalatın yoğun olduğu dışa bağımlı bir kimya sektörü… Planlama ve sektör politikaları adına yapılan olumlu işler de yoksa herkesin işi zordur. Günü kurtarmak yarından vazgeçmektir. Karar sizin.  Biz TMMOB ve Kimya Mühendisleri Odası olarak yarını da düşünmek zorundayız. Bu yurtseverlik, insanlık ve gelecek için kaçınılmaz bir öngörü ve zorunluktur. Çünkü ne başka bir dünya var ne de başka bir Türkiye.

-Sektörün gelişme ivmesini hızlandırmak için yapılması gerekenler konusundaki görüşleriniz?

Hükümeti, devleti ve kurumlarını kimya sektörünün gelişmesi için yerli üretimi, araştırma çalışmalarını ve imalat sanayini geliştirmeye, ülkemizin ithal kaynaklara bağımlılığını azaltmaya, planlı büyümeyle dışa bağımlılığın azaltılacağı yatırım modellerine yönelmeye ve bu amacı gerçekleştirmek için gerekli sayıda Kimya Mühendisini istihdam etmek için çalışma yapmaya davet ediyoruz.

-Sektörün ilk 3 sorununu nasıl sıralarsınız? Çözüm için önerileriniz var mıdır?

Dışa bağımlılık, ar-ge ve inovasyon eksikliği, tekniğe evet bilime hayır diyen anlayış. Çözüm önerilerimiz elbette var ama bu önerileri dinlemek isteyen ya da muhataplarımız ne kadar ciddi bilemiyorum. Sektörün önemli bileşenlerinden biriyiz. Üretime, ar-ge` ye, inovasyona, emeğe, mühendisliğe, çevreye, bilim ve tekniğe saygılıyız. İnsanlık değerlerini ve ülkemizi seviyoruz. Bütün bu sözcüklerin tek tek çok büyük anlamları var. Çıkış noktamız bu sözcüklerse eğer ulusal ölçekte yapılabilecek çok şeyin olduğuna inanıyoruz. Küresel rekabet için sizin kendi modellerinize ihtiyaç vardır. Bu planlı ve bilimsel kalkınma modelidir. 

-Bu çerçevede 2016 beklentilerinizi özetler misiniz?

Kendi açımızdan bakınca durum hiçte iyi görünmüyor. Sektörün durumu ise yarattığı değerle ölçülür. Bu nesnel olarak değerlendirildiğinde gemisini kurtaran aslandır tipi bir Makyavelizm`in bizim sektöre de hakim olduğunu görüyoruz. Umutlu olabilmek için biz çalışıyoruz. Ama ne düşündüğümüzü ciddi olarak soranlar olursa elbette ki yanıtlarımız var. Bu nedenle beklentiler nasıl somuta dönüşür bunun için kafa yormak gerekli diyorum. 

Saygılarımla.

DR.  ALİ  UĞURLU

Kimya Yüksek Mühendisi

 

Özgeçmiş: Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Kimya Mühendisliği  Bölümünden mezun oldu. Atatürk Barajı ve HES şantiyesinde ve başka özel sektör şirketlerinde çalıştı. Daha sonra DSİ Genel Müdürlüğü Teknik Araştırma ve Kalite Kontrol Dairesi Başkanlığında uzun yıllar değişik görevlerde bulundu. Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde Yüksek Lisans ve Doktora eğitimini tamamladı. Uzmanlık alanı olan yapı malzemeleri, çimento ve beton konularında yayınlanmış olan kitapları, Türk standartları,  yurt içi ve dışında yayınlanmış seksen civarında makalesi bulunmaktadır.

Okunma Sayısı: 830

Tüm Haberler »

 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME