Hazırlıkları 6 Mart 2009‘da başlayan Ankara Yerel Kurultayı kapsamında Eskişehir, Konya, Kayseri, Kırşehir, Yozgat, Kırıkkale, Nevşehir, Aksaray ve Afyon olmak üzere 9 ilde hazırlık toplantıları, 8 atölye çalışması, işyeri toplantıları, paneller, forumlar düzenlenmiş, bu sayede işsiz, kamuda veya özelde ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarına ulaşılarak TMMOB örgütlülüğünün yaygınlaştırılması; mühendis, mimar ve şehir plancıları nazarında sendikalaşma konusunun gündem haline getirilmesi amaçlanan sonuç bildirgesinin tam metni aşağıda yer almaktadır. Ankara Yerel Kurultayı‘nda ekonomik kriz özelinde ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunlar, işsizliğin ve güvencesizliğin etkileri, asgari ücret, özlük hakları, kadın mühendis, mimar ve şehir plancılarının karşılaştıkları sorunlar başta olmak üzere tüm bu çalışmalar sırasında değerlendirilmiş ve tüm katılımcılarla beraber çözüm yolu aranmıştır. TMMOB Ücretli ve İşsiz Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları Kurultayı‘nın, mevcut sorunların değerlendirilmesi, bu sorunlara yönelik çözümlerin üretilmesi, değişen üretim süreçlerine ve biçimlerine dair TMMOB dâhil tüm örgütlenmelerin yeniden yapılandırılması, emeğe yönelik saldırılara karşı örgütlü bir güç olarak TMMOB‘nin toplumsal mücadele alanındaki yerini büyütmesi anlamında önemli bir dönüm noktası olduğu görülmektedir. TMMOB Ücretli ve İşsiz Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Ankara Yerel Kurultayı sonuçları ve çözüm önerileri aşağıdaki şekildedir: Ülkemizde 1980 darbesi sonrası uygulanmaya başlayan neo-liberal politikaların sonucu olarak, zaten yeterli olmayan bilim ve teknoloji gelişimi, üretim ve sanayileşmeye dayalı politikalar tamamen terk edilmiş, siyasi iktidarlar sermayenin çıkarlarına bütünüyle teslim olmuşlardır. Bugün AKP yine aynı anlayışla, sermayenin bu alandaki politikalarının doğrudan uygulayıcısı konumundadır. Bilim ve teknolojiden uzaklaşma, sanayisizleşme, istihdam alanlarındaki daralmayı da beraberinde getirmiş ve var olan işsizler yedek ve ucuz iş gücü haline gelmiştir. Öte yandan üniversitelerimizin de bilimsel gelişim yerine sadece piyasaya hizmet üretmek için geçirdiği dönüşümün ve bununla beraber kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasının sonucu olarak her yıl binlerce mühendis, mimar ve şehir plancıları işsizliğe mahkûm edilmektedir. Mevcut durum, eğitim-insan gücü-istihdam dengesinin kurulamamasının ürünüdür. Kapitalizmin ekonomik ve sosyal krizinin faturası daha önceki krizlerde de olduğu gibi emekçilere çıkarılmıştır. Özel sektörde kriz bahanesiyle işten atılmalar yaşanmış, işçilerin çalışma hakları gasp edilmiş ve işsizlik fonuna erişim kısıtlı, ödemeler yetersiz tutulmuştur. Bu düzenlemeler de yetmemiş, sermayeye işsizlik fonundan kaynak aktarılmıştır. Bütün emek kesimleri gibi mühendis, mimar ve şehir plancıları da krizin faturasını ödemektedirler. Siyasi iktidarlar tarafından uygulanan sermaye yanlısı politikalar nedeniyle çalışma koşulları giderek ağırlaşmış; esnek, süreli, süresiz vb. çalışma tiplerinin uygulanmaya başlaması ile günlük çalışma saatleri 12–16 saatlere kadar çıkartılmış, diğer taraftan da emeğinin karşılığını alamayan çalışanların ücretleri daha da geriletilmiş ve emek sömürüsü kolaylaşmıştır. Mevcut koşullar emeğin toplumsallaşmasını engellemekte, mühendis, mimar ve şehir plancıları özelinde tüm emekçileri açık ve gizli işsizliğe, meslek dışı çalışmaya, düşük gelir düzeylerine ve mesleki tatminsizliğe sürüklemektedir. Üretim ve hizmet sektöründe giderek ağırlaşan çalışma koşulları içinde, ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının hem mesleki, hem de toplumsal anlamda sorun ve sorumlulukları artmaktadır. Bugünkü bağımlılaştırılmış yapısıyla ülkemizde, önemli bir kesimi hali hazırda mesleklerini icra edemeyen mühendis, mimar ve şehir plancılarını bekleyen gelecek; işsizlik, meslek alanları dışında istihdam ve mesleğe yabancılaşmadır. Üretim sürecindeki konumları açısından mühendis, mimar ve şehir plancıları toplumsal emeğin bir bölümünü temsil etmektedir. Bu yüzden de mühendis, mimar ve şehir plancıları bilimi ve tekniği halkın çıkarları doğrultusunda kullanma sorumluluğundadır. Kamu kurumlarında veya özel sektörde ücretli çalışan veya işsiz mühendis, mimar ve şehir plancıları her koşulda işçi sınıfının ayrılmaz bir parçasını oluştururlar. Her meslektaşımız için gayet açık olmalıdır ki, bu olumsuz koşullara karşı durmanın yolu tüm emekçilerin örgütlü mücadelesinden geçmektedir. Ülkemizde, tüm emekçilerin ve emekten yana sendika ve meslek örgütlerinin, sermayenin ve sermaye yanlısı siyasi iktidarın saldırılarına maruz kaldığı bu süreçte TMMOB de yoğun bir baskı altındadır. İktidar, TMMOB ve bağlı odalarının işleyiş, faaliyet ve etkinliklerini kontrol altına almak istemekte ve mücadele alanını daraltmak için yasa ve yönetmelik çalışmaları yapmaktadır. Anayasadan ve iç tüzüklerinden aldığı yetkilerle toplumsal ve mesleki alanlarda faaliyet yürüten, bu faaliyetleri halkın temel hak ve özgürlük taleplerinden ayrı düşünmeyen TMMOB ve bağlı Odaları ve bu birimlerin temel öznesi olan ücretli ve işsiz mühendis, mimar ve şehir plancıları var olan anti-demokratik uygulamalara boyun eğmeyecektir. Sonuç olarak; l - Mühendis, mimar ve şehir plancıları arasında ayrımcılığa yol açan her türlü uygulamaya ve başta "yetkin/yetkili mühendislik" ve "uzman mühendislik" gibi ayrımlara karşı mücadele etmek, 2- İstihdam büroları yasası, iş yasası, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasası vb. gibi emekçileri modern kölelik sisteminin bir parçası yapmaya çalışan tüm emek karşıtı yasaları reddetmek, 3- Sermaye için yeni "pazar", emekçi halklar için ise yıkım demek olan savaşa, ırkçılığa, şovenizme karşı mücadele ederken tüm dünya emekçi halklarının kardeşliğini savunmak, 4- Ülke kaynaklarına, bağımsız bir bilim ve teknoloji politikasına dayalı, planlı bir sanayileşme ve istihdamı savunmak, 5- Emekçiler için daha fazla yoksulluk ve işsizlikle sonuçlanan özelleştirmeler, taşeronlaştırmalar vb. kamu hizmetlerinin piyasalaştırılması anlamına gelen uygulamaların karşısında durmak, daha önce özelleştirilen kaynaklarımızın tekrar kamulaştırılması yönünde mücadele etmek, 6- Çalışma saatlerinin azaltılmasıyla beraber istihdam alanında da genişleme yaşanacağı gerçeğinden hareketle, esnek çalışma saatlerine, sosyal güvencesiz ve düşük ücretlerle çalıştırılmaya karşı örgütlü mücadele etmek, 7- Ülkemizde başta eğitim, sağlık ve mühendislik hizmetlerinin, AB müzakereleri, GATS vd. emperyalizme hizmet eden antlaşmalar doğrultusunda değil toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda düzenlenmesini savunmak, bu çerçevede mühendislik hizmetlerinde ‘stajyerlik‘ uygulamaları adı altında gerçekleştirilmek istenen sömürü biçimini reddederek, her türlü sömürüye karşı tüm mühendis, mimar ve şehir plancıları ve diğer emek güçleriyle birlikte mücadele etmek, 8- Kadın mühendis/mimar/şehir plancılarının çalışma yaşamında cinsiyetçi iş bölümünden kaynaklı ucuz iş gücü olarak görülmelerine, meslek dışı iş yapmaya zorlanmalarına, doğum izinleri nedeniyle haksız ücret kesintilerine maruz kalmalarına ve toplumsal baskılar nedeniyle dillendirilemeyen tacizlere ve mobbing gibi uygulamalara karşı mücadele yürütmek, 9- 12 Eylül 1980‘den sonra çıkarılan ve kamu kuruluşlarında çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının meslek odalarına üye olmalarını zorunlu olmaktan çıkartıp isteğe bağlı hale dönüştüren, TMMOB örgütlülüğünü zayıflatan yasanın iptal edilmesi ve örgütün gasp edilen haklarının yeniden kazanımı için hukuki ve siyasi mücadele yürütmek, 10- TMMOB‘nin meslek örgütü olmaktan kaynaklanan yapısı gereği mühendis, mimar ve şehir plancılarının sınıfsal temelde örgütlenme ihtiyacını karşılama olanağından yoksun olmasından hareketle; tüm emekçilerle birlikte örgütlenmesi için girişimlerde bulunmak, 11- TMMOB bünyesinde çalışan mühendis,mimar,şehir plancıları da dahil olmak üzere, tüm ücretli çalışan mühendis,mimar,şehir plancılarının sendikal örgütlülüğünü savunmak, tarihsel bir sorumluluk olarak önümüzde durmaktadır. Bütün değerlendirmelerin ışığında TMMOB Ücretli ve İşsiz Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları Ankara Yerel Kurultayı katılımcıları ve Anayasa‘nın 135. maddesinde tanımlanan, 66 ve 85 sayılı KHK ile değişik 6235 sayılı yasa ile kurulan ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan TMMOB bünyesindeki ücretli ve işsiz mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak, bilim ve mühendislik uygulamalarında toplumsal faydanın ve kamu yararının gözetilmesini esas alan politikalar oluşturacağımızı ve sermayenin siyasal iktidarı ve organlarınca uygulanmak istenen her türlü baskıya karşı, var olan emekten ve halktan yana mücadele geleneğini devam ettireceğimizi bir kere daha vurguluyoruz. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. TMMOB Ücretli ve İşsiz Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları Ankara Yerel Kurultayı |