Havuz ve havuz sularının temizlenmesi ve dezenfekte edilmesiyle ilgili özellikle sıcakların artmasına paralel olarak neredeyse her gün insan ve çevre sağlığını tehdit eden olaylar yaşanıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından 27886 sayılı "Yüzme Havuzlarının Tabi Olacağı Sağlık Esasları ve Şartları Hakkında Yönetmelik" 6 Mart 2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Yönetmelik; yüzme amacıyla kullanılan açık ve kapalı yüzme havuzları ile sularının hijyenik şartlara uygunluğu, yüzme havuzu sularının kalite standartlarının belirlenmesi, denetlenmesi ve izlenmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarılmıştı. Daha sonra 15 Aralık 2011 tarihinde28143 sayılı bir yönetmelikle mevcut yönetmeliğin bazı maddeleri yeniden düzenlenerek yürürlüğe konulmuştu. Bu yönetmeliğe rağmen her yıl özellikle turizm bölgelerinde havuz ve havuz sularının temizlenmesi ve dezenfekte edilmesiyle ilgili önemli sorunlar yaşanmakta ve insan sağlığı ciddi olarak etkilenmektedir. Aynı ciddi sorunlar Ülkemiz genelinde çok yaygın olan site havuzlarında da yaşanmaktadır. Yüzme havuzlarında; dezenfektanlar, çöktürücüler, yosun önleyiciler, PH düzenleyiciler, berraklaştırıcılar (parlatıcılar), filtre ve yüzey temizleyiciler gibi değişik kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Görüleceği üzere bu amaçla kullanılan kimyasallar birbirinden farklı özellikte olup eksik ya da aşırı kullanımı veya birbirleri ile etkileşimleri sonucu ortaya çıkan zararlı – zehirleyici gazların çevreye yayılması ya da havuz ve havuz sularının gerçek anlamda temizlenememesi ve dezenfekte edilememesi sonucunda insan sağlığı ciddi olarak tehlikeye düşmektedir. Havuz ve havuz suyunun yetersiz temizlenmesi ve yeterli oranda dezenfekte edilememesi durumunda; mantar, bulaşıcı sarılık (viral), dizanteri, kolera, amipli dizanteri, gözlerin kızarması ve yanması, orta kulak iltihaplanması, boğaz iltihaplanması, zehirlenmeler ve allerji en sık rastlanılan sağlık sorunlarıdır. Havuz ve havuz suyunun temizliği ile yeterli oranda dezenfekte edilmesi başlı başına bir mühendislik hizmetidir. Yönetmelikte havuz suyu operatörü:" Yüzme havuzlarında kullanılan suyu kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik yönden kullanıma hazırlayan, bu konuda eğitim almış ve en az lise mezunu kişi" olarak tanımlanmaktadır. Aynı yönetmelikte mesul müdür: "Teknik işler ve havuzun uygun şekilde işletilmesinden sorumlu kimya veya sağlık eğitimi almış, en az lise mezunu kişi" olarak tanımlanmaktadır. Yaşanılan sorunlar, havuz sularından sorumlu olan havuz suyu operatörlerinin eğitiminden başlamaktadır. MEB Hayatboyu Öğrenme Genel Müdürlüğü 2012 yılında hazırladığı "Havuz Suyu Operatörlüğü Modüler Program`ında" bu eğitimleri Kimya Mühendisliği alanı ile ilgisi olmayan Tesisat Teknolojisi, Makina, Elektrik-Elektronik, İnşaat gibi meslek disiplinlerine açmıştır. Sorun, yanlış meslek disiplinlerinden gelen bu kişiler tarafından verilen eğitimden başlamaktadır. Meslek uzmanı olmayan kişilerden eğitim alan operatörlerin ne kadar ve hangi düzeyde eğitim aldığı ve yetiştiği konusu tartışmalıdır. Yüzme havuzu işletmesi başka bir iş, havuz suyunun kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik olarak temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi ise kimya bilgisi gerektiren çok ciddi başka bir iştir. İkinci bir konu havuz suyu operatörlerinin anılan yönetmelikte lise mezunu olması gerektiği açıkça tanımlanmışken bu eğitimi gerçekleştiren Halk Eğitim Müdürlükleri bu koşula dikkat etmemekte, ilkokul mezunlarına dahi eğitim ve sertifika vermektedir. Yine, modüler programda eğitim süresi 40-160 saat aralığında tanımlanmışken eğitim ne yazık ki asgari süre içerisinde gerçekleştirilmektedir. Yukarıda görüleceği üzere; eğitim için gerekli koşulu taşımayan kişilere meslek uzmanı olmayan kişilerce verilen eğitim (!) sonrası, yetiştiği farz edilerek yetkilendirilen kişiler tarafından, havuz ve havuz sularının dezenfekte edilmesiyle ilgili her yıl binlerce sağlık sorunu yaşanmaktadır. Ayrıca kimyasal maddelerin depolandığı yerde, yan yana gelmemesi ve asla karıştırılmaması gereken kimyasal maddelerin bilgisizlikten veya dalgınlıkla karıştırılmaları sonucunda ortaya çıkan zehirli gaz nedeniyle insanlar ciddi sağlık sorunları yaşamakta, komaya girmekte hatta daha ileri durumlarda hayatlarını kaybedebilmektedirler. Ciddi bir turizm potansiyeli olan ülkemizde bu denli amatörce hataların yaşanması kabul edilemez bir durumdur. Bu nedenle sorunun çözümü için; - Havuz suyu operatörlüğü eğitimi; Kimya Mühendisleri veya yakın bir meslek disiplini tarafından sadece meslek odalarınca verilmelidir - Eğitim süresi azami süre olan 160 saate yaklaşacak şekilde uygulamalı olarak gerçekleştirilmelidir - Eğitim sadece kimya, sağlık lisesi ve bunların olmaması durumunda diğer lise mezunlarına verilmelidir. - Eğiticilerin bu konuda eğitim almış ve mühendis odaları tarafından yetkilendirilmiş olması gereklidir - Eğitim sonucu alınan belge her beş yılda bir eğitim tekrar edilerek yenilenmelidir - Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı dezenfektanlar ve havuz suyu kimyasalları kullanılmalıdır. Ayrıca yetkili Bakanlık olarak Sağlık Bakanlığı`nın, yüzme havuzlarını ve yüzme havuzu kimyasallarını etkin bir şekilde denetlemesi gerekmektedir. - Stabilizatörlü klor bileşikleri sadece açık yüzme havuzlarında kullanılmalıdır. Ayrıca siyanürik asitle ilgili olarak yönetmelikte belirtilen "sınır değerlerde en çok 100" olma şartı çok yüksek bir değer olup, etkin bir dezenfekte işlemi yapılması mümkün değildir. Bu nedenle belirtilen oranın uzmanlarla tartışılarak mutlaka aşağı seviyelere çekilmesi bilimsel bir zorunluluktur. - Sağlık Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü, İl Halk Sağlığı Müdürlüğü ve İl Çevre Müdürlükleri elamanlarının sayıca yetersiz kalması nedeniyle her ay yapılması gerekli periyodik kontroller zamanında yapılamamaktadır. Bu nedenle ilgili yönetmeliklerde değişikliklere gidilerek ilgili meslekler için (Kimya ve Çevre Mühendisliği, Tıp) mesul müdürlük- kontrol mühendisliği tanımlanmalı, havuz ve havuz suyu ile havuz suyu operatörleri bu kişilerce daha sık aralıklarla (15 günde bir gibi) kontrol edilmelidir. Saygılarımızla TMMOB Kimya Mühendisleri Odası 45. Dönem Yönetim Kurulu |