29 Ekim Cumhuriyet Bayramını Kutluyoruz Ülkemiz Cumhuriyetin ilanının 94. yılında cumhuriyet, demokrasi, laiklik değerlerinin tartışıldığı ve iç barışını kaybetme riski ile hiç olmadığı kadar karşı karşıyadır. Cumhuriyetin laiklik, eşit yurttaşlık, bilim ve demokrasi değerlerinin ne kadar önemli olduğunun iyice anlaşılması gerektiği günlerden geçmekteyiz. Darbeler, demokrasi dışı anlayışlar asla ve asla Cumhuriyet değerlerinin yerine konamaz. Küresel saldırının demokrasinin bütün kurumlarını işlevsizleştirdiği, suyundan elektriğine, sanayisinden tarımsal üretimine kadar her şeyin küresel politikalar doğrultusunda yeniden şekillendirildiği bir dönemden geçmekteyiz. Bütün bunların yerleşmesi ve devamı içinse darbe teşebbüsleri yaşanmakta, iç savaş provaları yapılmakta; ülke laiklik ve demokrasinin olmadığı, iç savaşların halkı perişan ve tutsak ettiği Ortadoğu bataklığına çekilmek istenmektedir. Küresel emperyalizmin ve onun işbirlikçilerinin yeniden piyasa sürmek istediği, aslında bin yıl öncenin köhnemiş düzeninin karikatürize edilmiş bir versiyonu olan bu hayal elbette ki cumhuriyet ve onun felsefesi ile uyuşmayacaktır. Mustafa Kemal ve cumhuriyetin aydınlık önderlerinin çağdaş, kalkınmış, kendine yeten, ulusal bilinç ile donatılmış cumhuriyet felsefesi yerine; çatışmacı, hukuk tanımaz, planlamadan uzak, demokrasinin gereklerinden habersiz, bağımsızlığını teslim etmiş bir dünya yaratma özlemi üyesi olduğumuz meslek odalarımız üzerinde baskı yaratma çabalarını da beraberinde getirmektedir. Bütün bu süreç meslektaşlarımızı; yoksulluk, işsizlik ve mühendislik dışı çalışma anlayışı ve koşullarının olduğu bir dünyaya sürüklemeye çalışmaktadır. Bütün bu olumsuz gerçekler ortada dururken cumhuriyet felsefesi ve onun çağdaşlaşma hedefi terk edilerek sanayileşme hedefi olmayan, demokrasi, emek ve laiklik gibi çağdaş değerlerin olmadığı bir dünya yaratma çabası içerisine girilmiştir. Ülkemiz; modern cumhuriyetin, demokrasinin ve onun kuvvetler ayrılığının, laikliğin asgari gereklerinden uzakta demokratik hak ve özgürlüklerin yok edilmeye çalışıldığı, hukuk kararlarına uyulmayan, emek sömürüsü, işsizlik, yoksulluk ve toplu katliamların sıradanlaştığı bir yer haline gelmiştir. Terör mutad hale gelmiş ve sıradanlaşmış saldırıları ile hergün onlarca yurttaşımızı katleder olmuştur. Yaşanılan bu süreçte mühendislik mesleğimiz; arttırılan kontenjanlar, yetersiz ve donanımsız açılan üniversiteler, yok edilen ve her kesime açılan meslek alanlarımız, özelleştirilerek satılan ve kapatılan iş yerlerimiz, diploma ve belge ticaretine indirgenen mühendislik anlayışı sayesinde yok edilme noktasına gelmiştir. Artık meslektaşlarımız işsizdir, yoksuldur, mesleğini yapamamaktadır. Her şeye karşın; biz TMMOB Kimya Mühendisleri Odası olarak; cumhuriyet, emek, demokrasi, laiklik değerlerine bağlı, kimseyi ötekileştirmeyen, her yerde ve her zaman bilim, teknik ve barışı savunan, ulusal çıkarları ve yararı ön planda tutan, kalkınmayı, planlı sanayileşmeyi ve temelinde insan olan bir mühendislik anlayışını savunan duruşumuz ve kimliğimiz ile bütün ulusumuzun CUMHURİYET BAYRAMINI KUTLARIZ… TMMOB Kimya Mühendisleri Odası 45. DönemYönetim Kurulu |