1.ULUSAL BAĞCILIK-ŞARAP SEMPOZYUM VE SERGİSİ SONUÇ BİLDİRGESİ 06-09 Kasım 2008 tarihlerinde, Denizli`de Pamukkale Üniversitesi Kongre ve Sergi Merkezinde, TMMOB Ziraat Mühendisleri, Kimya Mühendisleri ve Gıda Mühendisleri Odalarının Denizli Birimlerince,"1.Ulusal Bağcılık-Şarap Sempozyumu ve Sergisi"etkinliği gerçekleştirilmiştir. Sempozyuma bilim adamları, uzmanlar, şarap ve üzüm üreticileri, tüketiciler, sanayiciler, birlikler, ilgili örgüt temsilcileri, yaptırım ve denetim erkine sahip kurum ve kuruluşlar, öğrenciler, sanayi, ticaret, ticaret borsası temsilcileri, milletvekilleri olmak üzere yaklaşık 800 kişi katılmıştır. Düzenlenen 8 oturumda 44 sözel ve 37 poster bildiri sunulmuştur. Ayrıca etkinlik kapsamında, 07 ve 08 Kasım 2008 tarihlerinde düzenlenen "Sektörde Yaşanan Sorunlar ve Ulusal Çözüm Politikaları" ve "Dünyadaki Gelişmeler Karşısında Sektörün Geleceği" konulu iki panelde de dünya ve ülkemizdeki mevcut sektörlere ilişkin gelişmeler karşısında, bağcılık ve şarap sektörlerimizin sürdürülebilirliği esasında, her iki sektörün üreticisi taraflarınca, özel ve kumu kurum başkan ve temsilcilerine, akademisyen ve siyasi parti temsilcilerine, sektörlerin tüm boyutları ele alınarak, bilimsel ve çözüm odaklı öneri ve görüşler dile getirilmiş ve ulusal bir yol haritası çizilmeye çalışılmıştır. Yine ayrıca, etkinlik boyunca, başta şarap işletmeleri olmak üzere sektörlere ilişkin diğer kuruluşların açtıkları 20 stant katılımcıların ziyaretine açık tutulmuştur. 09 Kasım 2008 tarihinde de etkinliğimize katkı koyanlar ve katılımcılarla birlikte Denizli ili bağ alanları ve Şarap İşletmelerini yerinde görmek için bir teknik gezi de düzenlenmiştir. Katılımcılar tarafından başarılı bulunan etkinliğimizin sonunda, sempozyum iki yıl sonra aynı tarihlerde, aynı amaç ve kapsamda tüm panelistler, katkı koyanlar, katılımcılar Denizlide tekrar yapılması yönünde karar almışlardır. Etkinlikte ele alınan temel konulara ilişkin ortaya çıkan tespit, öneri ve görüşler aşağıda belirtilmiştir; -Türkiye, üzüm üretiminde geniş bağ alanlarına sahip olması, üretilen şaraplık üzümün çeşitliliği ve niteliği bakımından dünyanın sayılı ülkeleri arasında bulunmaktadır. Şaraplık üzüm üretiminde Ülkemiz, İspanya, Fransa ve İtalya`dan sonra 4.sırada yer almaktadır. Yaş üzüm üretimi yaklaşık 4 milyon ton olmasına karşın, bu miktarın ancak %2 si şarap üretiminde değerlendirilmektedir. Bu oran, adı geçen ülkelerde %90`a ulaşmaktadır. Aynı şekilde,AB ülkelerinde kişi başına ortalama şarap tüketimi 30 lt/yıl üzerinde gerçekleşirken,Türkiye de tüketim 0,9 lt/yıl düzeyindedir.150 milyar dolar büyüklüğündeki şarap dış satımında Türkiye`nin payı 4 milyon dolar civarındadır. -Bağcılığın ve Şarapçılığımızın sürdürülebilirlik temelinde, birlikte ele alınıp, böyle değerlendirilmesi zorunluluktur. Bu açıdan da mevcut durumun doğru kavranarak, mevcut potansiyelimizin harekete geçirilmesi için de, siyasi iktidarlara göre değişmeyen bir devlet politikası derhal oluşturulmalıdır. Bunun için de sektörün tüm taraflarına, siyasi iktidara ve akademisyenlere büyük sorumluluklar düşmektedir. -Oluşturulacak politikalarda, başta yetiştiricilerimiz ve sanayicilerimiz olmak üzere, sektörlerde yer alan çalışanların ve gerekli teknik elemanlar için bilimsel ve istenilen nitelikte üretim için eğitim mutlaka yer almalıdır. Bağcılığın ve şarap işletmelerinin sorunları bilinmektedir. Siyasi iktidarlar, sürdürülebilirlik temelinde bu sektörü görmemezlikten gelmektedirler ve gerekli destekleme, yönlendirme ve gerekli yasal düzenlemeleri yapmamaktadırlar. Mevcut uygulamaların sektörlerin içinde yaşadığı sorunların çözümü noktasında ve bu alanlardaki mevcut potansiyelimizin AB sürecinde ve Dünyadaki gelişmeler karşısında, sektörlerin sürdürülebilirliğini, geleceğini ve rekabet şansını tehlikeye atmaktadır. -Oysa kaliteli ve AB standartlarına uygun üretim yapmak, daha da artacak olan rekabet koşullarında, sektörlerin sağlayacağı istihdam alanları ve ekonomimize sağlayacağı daha fazla katkı için, dünyada şarap üreten ve ihraç eden ülkelerin hiçbirinde olmayan ÖTV gibi vergilerin mutlaka kaldırılması gerekmektedir. Üstelik alkollü içecekler sektörüne getirilmesi planlanan tanıtım ve reklamlara dönük kısıtlamalar, sektörleri çok daha zarara uğratacağı da aşikardır. Yine şaraptaki yüksek vergi yükünün, kaçak üretimi ve kayıt dışılığı arttırdığı, bununda şarap sektöründe haksız rekabeti beraberinde getirdiği herkesçe bilinmektedir. -Mevcut uygulamalar, kaliteli üretimi ve markalaşmayı da olumsuz etkilemektedir. Ayrıca sektörlerin gelecekte başta AB olmak üzere diğer ülkelerle rekabet şansını da tamamen ortadan kaldırmaktadır. Bu durum, bu alanda da ülkemize tam bir açık pazar haline getirecektir. -Ülkemizin, yaş üzüm üretimi için uygun toprak ve iklime sahip olması ve çok büyük bir ülkesel avantajımızdır. Ancak şaraplık üzüm çeşitlerinin istenilen miktar ve kalitede bulunmaması da başka bir gerçektir. Şarapçılığa uygun üzüm türlerinin bölgesel tespiti yapılarak kaliteli şarap üretimine elverişli çeşitlerin üretimini arttırılması gerekmektedir. Ülkemizde hala şarap üretimi ile ilgili, coğrafi bölge tanımı tam olarak yapılmamıştır. -Bununla birlikte; AB ülkelerinin şarap üretimi ve dış satımda rekabet ettiği, aralarında Türkiye`nin de bulunduğu kimi ülkeler, rekabet gücünü arttırmak üzere belirlediği "daha az üretim daha kaliteli şarap" anlayışı" ilkesi temelinde geliştirilerek, uluslar arası ölçekte söz sahibi olacağımız bir sürece dönüştürülmelidir. Dahası, dünyada yemek kültürünün bir parçası olarak değerlendirilen şarabın, turizm potansiyelimizin gelişmesine katkıda bulunacağı düşünülmeli ve bu konuda çalışmalar başlatılmalıdır. -Bugün dünya şarap pazarında pay sahibi birçok ülke, gerekli üzümü dışarıdan alırken, ülkemiz dünyanın 4. bağcılık ülkesidir. Ama bu zenginliğimizi geliştirecek mevcut ulusal politikalarımız ve hedefimiz yoktur. Bir taraftan şarap üreticisi yüksek vergilerle sıkıştırılırken, bir yandan da bağcılığımız kendi haline bırakılmaktadır. Bugün ülkemizde neredeyse şarapçılığa ideolojik bir yaklaşımla bakılmakta olup satış ve tüketim yerleri kısıtlanmaktadır. -Uluslar arası rekabette, ülkemize has olan tatlar ile rekabeti de hedeflemek zorundayız. Ayrıca üretimi tüketime göre ayarlayan, tüketimi kısarak, kaliteyi yarıştıran AB düzenlemeleri ile bağcılığımıza bir standart getirmek zorundayız. -Örneğin Avrupa Birliği(AB) içindeki ülkelerin bağ alanlarının genişlemesine izin verilmezken, bağların yenilenmesi ile kaliteli şarap üretimi arttırılmaya çalışılmaktadır. Öte yandan ABD, Avustralya, Güney Afrika ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde bağ alanları genişletilmekte, bağ bölgelerine en uyumlu en yüksek kaliteli çeşitler yetiştirilmektedir. Ülkemizde modern bağcılık ve kaliteli üzüm üretimi için, üretici desteklenmeli, teşvik edilmeli, yönlendirilmeli ve eğitilmelidir. Bağcılık geliştikçe kaliteli şarap üretimi de gelişecektir. Şarap sanayisi modern makinelerle donatılarak şarap üretimi için, en modern teknikler uygulanmaktadır. Şarap; kalitesine, üzümüne, bağına ve bölgesine göre markalaşmaktır. Bu markalaşmayı sofra şarabından kaliteli şaraba geçiş olarak da adlandırmak olasıdır. -Türkiye Şarap Üretimini Geliştirilmesine Etkili Olan Başlıca Faktörler Aşağıda belirtilmiştir; 1. Ekonomik Faktörler a.Üzüm fiyatları b.Girdi fiyatları c.Şarapçılıkta vergilendirme d.Pazarlama ve organizasyon e.İleri teknoloji seçimi ve eğitim. 2. Ekolojik Faktörler a.Çeşitlere uygun yer ve yöney seçimi b.Çeşitlere uygun kültürel işlemlerin seçimi -Ayrıca içki ruhsatının İçişleri Bakanlığı`ndan alınarak Belediyelere verilmesi, bu ruhsatın her yıl yenileme zorunluluğunun olması, internet üzerinden şarap satışının yasaklanması da şarap üretimini ve satışını azaltmakta ve kayıt dışı ekonomiyi teşvik etmektedir. -Kaliteli bağcılık ve güvenli üretim için iyi tarım uygulamaları sistemi uygulanmalıdır. -Önümüzdeki yıllarda küresel ısınma ile değişmesi tahmin edilen dünya ikliminden, mevcut bulunan bağ alanları olumsuz yönde etkilenirken, bazı bölgeler bulundukları konum itibariyle bağcılık için daha elverişli hale gelecektir. -Bugüne kadar yapılan çalışmalar ve öngörülerin ışığı altında küresel ısınmanın bağcılık için potansiyel riskler taşımasına rağmen bazı fırsatları da beraberinde getireceği söylenebilir. Küresel ısınmanın etkilerinin değerlendirilmesi, bağcılık üzerine olan potansiyel risklerinin azaltılabilmesi yönünde stratejilerin geliştirilmesi için önemli ve gereklidir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda bu konuda önemle üzerinde durulması gereken noktalar şu şekilde özetlenebilir. -Mevcut bağ alanlarında üretim planlaması yapılırken ortaya çıkacak olası iklim değişiklikleri göz önüne alınmalıdır. Avrupa`daki şaraplık üzüm üretimi yapılan bağlar dünyadaki şaraplık bağların yaklaşık %45`ini;üretimin ise % 60`ını oluşturmaktadır. Küresel ısınmanın gelecekte Avrupa ülkelerine ortaya çıkaracağı olumsuzluklar sebebiyle şarapçılık sektöründe bir boşluk yaşanacaktır. -Sözleşmeli üretim modeli çiftçileri hazırlıksız ve örgütsüz yakalamıştır. Var olan çiftçi örgütlenmeleri de tarımsal alanda, devletin desteğinin ve piyasadaki belirleyici rolünün olduğu dönemlere göre şekillendirilmiş, bir yanıyla yarı devlet kuruluşu gibi çalışmışlar, devlet-hükümet egemenliğinden kendilerini kurtaramamışlardır. -Sözleşmeli üreticiliğin uygulandığı alanlarda çiftçiler adına sözleşmede taraf olmaları söz konusu olamamıştır. Şirketlerde üreticiyle toplu pazarlık ve sözleşmeler yapma yerine pazarlık yeğlemiş, yeni tarımsal modeli oturtmaya çalışmışlardır. AB Şarap Ortak Piyasa Düzenine İlişkin Mevzuata Uyum Çalışmaları ve Öncelikli Yapılması Gerekenler -Üretim potansiyeline ilişkin olarak bağların kayıt altına alınması işleminin tamamlanmasının ardından dikim hakları sisteminin kurulması ve kontrol altına alınması, -Pazar mekanizmalarına ilişkin olarak AB yardımlarının planı yapılarak dağıtılması için ödeme kuruluşlarının oluşturulması. -Önolojik uygulamalara ilişkin olarak AB Bağcılık zonlarından hangisine dâhil olduğumuzun belirlenmesi. -Etiketlemeye ilişkin olarak ülkemizde var ise geleneksel ifadelerin kullanım kurallarının ortaya konması, Kalite şarap ve coğrafi işaretli sofra şaraplar için kullanılması planlanan özel ifadeler ve bölge isimlerinin belirlenmesi. -Kalite şaraplara ilişkin olarak belirli bölgelerin ve bu bölgelere ilişkin kuralların belirlenmesi. -Kontrol sistemine ilişkin olarak ulusal bazda kontrol kuruluşlarının yapısı, kontrol metotları ve yatırım uygulamalarının ortaya konması. -Bildirimlere ilişkin olarak konu ile ilgili yeterli ve yetkili kuruluşlar belirlenerek AB`ne uygun bildirim toplanması sistemine geçilmesi. -Son dönenlerde ülkeler, tüketici isteklerini yakalamak, tüketicileri ve yeni pazarları kendi ülkeleri ve markalarına çekmek için yoğun çabalar sarf ederek piyasalarda ülke ve bölge imajı yaratacak farklılaşmaya dayalı bir pazarlama stratejisi ülke ve bölge imajı yaratacak farklılaşmaya dayalı bir pazarlama stratejisi izlemeye başlamışlardır. -Özellikle AB ülkeleri, ürettikleri ürünlerin kalitesini garanti altına almak üzere üretimden işlemeye, paketlemeden tüketime kadar tüm evrelerde planlı ve örgütlü hareket etmektedir. Bunun en belirgin örneği, son yıllarda orijini belgelendirilmiş ürün sayısı ve tanıtım çalışmalarındaki artış gösterilebilir. Bunun yanı sıra, tüketicileri orijini belgelendirilmiş ürünleri tüketmeleri konusunda bilgilendirme çabaları hız kazanmıştır. -Günümüzde ise pek çok tarım ürünü ve gıda ürünleri için coğrafi işaretleme ve orijin belgesi önem taşımaktadır. -Coğrafi işaretleme ve koruma altına alınmış orijin, belirli bir bölge veya alandan elde edilen bazı özel yüksek kaliteli ürünlere değer eklemektedir. -Son yıllarda ülkemizde her anlamda daha kaliteli ve farklı ürünler talep eden bir kuşağın ortaya çıkmasıyla, şarap sektörümüzde de bariz bir canlanma olmuştur. Bu duruma bağlı olarak Türkiye`deki şarap üretim yöntemleri son 10 yıl içinde hızla modernleşmiş, büyük şarap üreticisi firmalarımızın çoğu tesislerinde AB, ABD ve diğer rakip ülkelerdeki şarap üretiminde kullanılan en son bilgi ve teknolojileri kullanmaya başlamıştır. Ancak bu olumlu gelişmelere rağmen ulusal bağ alanlarımızın tümü henüz tam kayıt altına alınamamış olup, bağ alanlarının yer aldıkları bölgelerin klimatolojik koşulları ve toprak yapısının bilimsel incelemeleri tamamlanamamıştır. Hangi bölgede en iyi hangi üzümün yetişeceği, OIV`in (Organisation Internationale de la Vigne et du Vin-Uluslar arası Bağ ve Şarap Örgütü)öngördüğü tarzda bağ kurma, bakım yöntemleri ve üretim usulleri üreticilere gereğince aktarılamadığından, önemli şarap üreticisi AB ülkelerinin yıllardır benimsediği "Kökeni Kontrollü İsimlendirme Sistemi"henüz Türkiye de yeterince uygulanmamakta, bu olumsuzluk ise Türk şaraplarının iç ve dış piyasalarda BB kalite şarapları ve coğrafi işarete sahip sofra şarapları karşısında rekabet gücünü zayıflatmaktadır. Ülkemizde sürdürülebilir şarap tüketim kültürü olmadığı, bu konuda yanlış, yetersiz bilgi ve yaklaşımlar olduğu bir gerçektir. Bağcılık ve şarapçılık bütünselliği kapsamında mevcut siyasi, dini, kültürel ve siyasal yapılar ülkemizde bu sektörü belirleyici olduğu, çözüm noktasında, devlet politikası içinde her türlü çarpıtma ve yanlışlıkları önleme adına doğru politikalar uygulanması noktasında hareket edilmelidir. |