Düzenleme Kurulu Başkanı Doç.Dr. İ. Özgür Yaman, Katkı Üreticileri Birliği Başkanı Volkan Ardaç, İMO Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan, KMO Ankara Şube Başkanı Müjdat Aydın, KMO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Besleme ve BİB Müşteşar Yardımcısı Mahmut Küçük birer açılış konuşması yaptılar. 6 ülkeden uzmanın davetli olduğu sempozyumda 300‘ e yakın delege katılımının olduğu gözlendi. KMO‘ nun "Yapılarda Kimyasal Katkılar" konusundaki görüşlerini anlatan Oda Başkanımız Mehmet Besleme‘nin açılış konuşması metni haberin devam kısmındadır.
Değerli Konuklar, Sevgili Oda Yöneticilerimiz, Sektörün Değerli Temsilcileri, Sevgili Meslektaşlarım ve Öğrenci Arkadaşlarım,
TMMOB Kimya Mühendisleri ve İnşaat Mühendisleri Odaları Ankara Şubelerimiz tarafından geleneksel olarak 2 yılda bir düzenlediğimiz, Yapılarda Kimyasal Katkılar Sempozyumu ve Sergisi` nin 3.`süne hoş geldiniz diyor, hepinizi Kimya Mühendisleri Odası adına saygı ile selamlıyorum. Bir çok arkadaşımızın hatırlayacağı üzere ilk sempozyum yine bu salonlarda,"Beton ve harçlarda kimyasal katkılar" ana teması ile, 24-25 Mart 2005 tarihleri arasında yapılmıştı. İkinci sempozyum 12-13 Nisan 2007 tarihlerinde, 350` ye yakın katılımla yine Ankara Milli Kütüphane salonunda gerçekleştirilmiş, ilk sempozyumun düzenlenmesinde emeği çok olan İTÜ İnşaat Bölümünde hocamız Prof. Dr. Mehmet UYAN` ın anısına yad edilmişti. Burada sayın hocamızı saygı ve özlemle yeniden anmak istiyorum.
Sevgili katılımcılar; Bugün "Yapılarda Kimyasal Katkılar" alanında düzenlenen üçüncü sempozyum önceki beklentiler çerçevesinde uluslar arası katılımlı olarak gerçekleşecektir. Bu nedenle aramızda bulunan yabancı konuklarımıza, bir kez daha Türkiye`ye hoş geldiniz diyorum. Değerli katılımcılar; İlk iki sempozyum sonucunda yayınladığımız ve kamuoyu ile paylaştığımız bildirgeden bazı bölümleri yeniden hatırlatmakta fayda görüyorum. Sempozyumlardan çıkarılan sonuçlardan önemli görülenleri, ilgililere ve yetkili kurumlara şöyle özetlemiştik; Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından hazır betonun uygulamaları için öngörülen 19 pilot bölge tüm ülke sathına yayılmalıdır. Ülkemizin il bazında 1/250000 ölçekli bir zemin deprem tehlike haritası acilen çıkarılmalı, aksi takdirde çimento standardında PÇ 30 kullanımı sınırlandırılmalıdır. Yapı kimyasallarında standardlaşma sağlanmalı, CE ve G belgeleri acilen yürürlüğe sokulmalıdır. Belirlenmiş hazır beton standardları dışındaki beton kullanımını önlemeye yönelik, devletin yetkili kurumları tarafından, kullanılan hazır betonun, standarda uygunluğu kontrol edilmeli ve denetlenmelidir. Kimyasal Katkı üretiminde kullanılan katkı çeşitliliğinin kullanılabilirlik ve anlaşılabilirliğinin zorluğu göz önüne alınarak, ürün çeşitliliğinin azaltılması gerekmektedir. Yapı kimyasallarında kullanılan hammadde sorununun yerli kaynaklarla sağlanmasına yönelik araştırmalar hızlandırılmalıdır. Özellikle ülkemizdeki bor ve boraks üretimi sırasında ortaya çıkan endüstriyel atıkların çevresel etkilerini azaltmak için bu atıkların yapılarda kullanılmasına yönelik uygulama ve araştırmalara ağırlık verilmelidir. Çimento, hazır beton, agrega, kimyasal katkı ve yapı denetim sektöründe yer alan firmalar ve onların temsilcisi kuruluşların özellikle meslek odaları, üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşları ve ilgili bakanlıklar nezdinde ülkemizdeki deprem afetinin etkilerini gözden geçirmeye yönelik bir platform oluşturmalıdır. Sevgili arkadaşlar, İki odamızın Ankara Şubelerinin çağırısı ve sekretaryasında bu platform çalışmalarının başlatıldığını memnuniyetle paylaşmak istiyorum. Henüz iki toplantı yapabilen bu platformun önünde, genelde inşaat, özelde ise yapı kimyasalları alanında yapılacak çok iş bulunmaktadır. İlgili çalışmalar hızlandıkça, denetimden kontrole, üretimden uygulamaya, araştırma geliştirmeden yerli üretim teşvikine kadar, bilgisizlik, eğitim sıkıntısı, teknik eleman istihdamı, işin doğru ve amaca uygun yapılabilirliğini sağlamaya yönelik somut adımlar atılmış olacaktır. Değerli arkadaşlar; Ülkemizde birçok sektörde olduğu gibi yapı sektöründe de kriz yaşanmaktadır. Dünyayı saran Küresel kapitalist ekonomik krize ek olarak yapı sektörünün önündeki iki sorunu, sempozyum konumuz olduğu için sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunlardan birisi, Toplu Konut İdaresi` dir. Bugün TOKİ sosyal ihtiyaçları karşılama amacının dışına taşmış, inşaat sektöründe artık büyük bir güç haline gelerek, farklı amaçlara hizmet etme yolunu seçmiştir.TOKİ hayata geçirdiği ve devam eden birçok projesiyle inşaat alanında pay sahibi olarak, uygulamalarıyla haksız rekabete neden olup sektörün büyük oranda zarar görmesine sebep olmaktadır. Kurum makro düzeyde planlama ve sürdürülebilir kalkınma modelinin aksine, anlık çözüm üreterek; tek tip mimari uygulamalarla kentlerin mimari dokusuyla uyuşmayan bir yapılaşmayı ortaya çıkarmaktadır. Yine TOKİ "Kentsel dönüşüm" adı altında ranta dayalı uygulamalarıyla kentlerin yeşil alanlarını yok etmekte, sosyal dokusunu bozmaktadır. Sektörün karşısındaki ikinci önemli sorun ise; Yeni "Kamu İhale Yasası" dır. Bu yasa ile Kamu İhale sisteminin kuralsızlaştırılması ve "İhalesiz İhale" döneminin başlatılması amaçlanmaktadır. Tasarının yasalaşması ile mühendis ve mimarlar Kamu İhale sürecinin dışına itilmeye ve yapı sektörü tamamen sermayenin denetimine verilmeye çalışılmaktadır. Bu yasa ile kamu düzeni ve kamu ihalelerine ilişkin yerleşik esaslar bozulacak, kamu ihale kurumu ve kurulu zayıflatılacak, yeni yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önü açılarak, haksız rekabet yaygınlaşacaktır. IMF‘nin çıkarılması için direktif verdiği bu yasanın, ilgili taraflarca yeterince tartışılmadan ve kamu oyu tarafından anlaşılmadan yasalaştırılmaya çalışılması, krizden çıkmak değil yeni krizlere davetiye çıkarmak anlamına gelmektedir. Bu İhale Yasasını, halkımızın ve ülkemizin çıkarları açısından yeni bir tehdit ve uluslar arası sermayeye bir teslimiyet olarak gördüğümüzü söylemek istiyorum. Değerli arkadaşlar; Biz Kimya Mühendisleri ve Oda yöneticileri de, paydaşımız İnşaat Mühendisleri ve temsilcileri gibi, toplumsal sorumluluğunun bilinci içerisinde meslek alanlarında düzenlediği etkinliklerle alanların sorunlarını ortaya çıkarıp, çözüm önerileri sunmayı görev saymaktayız. Tıpkı bu sempozyum gibi İMO ve KMO olarak seçildiğimiz iki yıllık dönemlerde gerçekleştirdiğimiz, sayısı 30` u bulan ve tek tek burada sayamayacağımız daha bir çok uygulama alanında düzenlediğimiz ulusal ve uluslar arası kongre ve sempozyumlarla, ülkemize, üyelerimize ve halkımıza değer katmaya devam ediyoruz. Değerli katılımcılar, Her ürün gibi bu sempozyum da bir emeğin sonucudur. Bu nedenle düzenleme, bilim, danışma ve yürütme kuruluna, katkı sağlayan bildiri sahiplerine, sergi alanında yer alan sektör temsilcilerine, ekonomik ve bilimsel destekleri ile başta Katkı Üreticileri Birliğine, odalarımız çalışanlarına, öneri ve soruları ile sempozyumu zenginleştirecek siz değerli katılımcılarımıza teşekkür ediyorum. Mühendis ve öğrenci arkadaşlarımı, KMO ve İMO çatısı altında bizlerle birlikte, meslek alanlarımıza yönelik öneri ve düşünce geliştirmeye, birlikte üretmeye, bilgi ve deneyimlerimizi paylaşmaya çağırıyorum. Sempozyumun ülkemize ve Yapı Kimyasalları alanına katacağı değerin, bundan sonraki yapılacak çalışmalarla daha da ileri götürülmesi ümidi ile hepinize saygılarımı sunuyorum. Mehmet Besleme Kimya Mühendisleri Odası |