II. Uluslar arası Katılımlı Polimerik Kompozitler Sempozyum Sergi ve Çalıştayı 28 Kasım 2008- İzmir Açılış Konuşması Değerli katılımcılar, Sevgili meslektaşlarım, Birincisini, 17–19 Kasım 2006 tarihleri arasında yine bu mekânda düzenlediğimiz, "Polimerik Kompozitler Sempozyum ve Sergisini" nin, ikincisine hoş geldiniz diyor, hepinizi Kimya Mühendisleri Odası adına saygı ile selamlıyorum. Değerli katılımcılar; Kompozit Malzemeler; genellikle makro düzeyde fiziksel, kimyasal özellikleri birbirinden farklı veya aynı, iki veya daha fazla malzemenin birleşiminden oluşan yeni bir malzemedir. Polimerik malzemeler ise; adından da anlaşılacağı üzere, basit monomer yapıdaki bileşiklerin, sürekli tekrarlanması sonucu oluşan uzun zincir yapısına sahip, makro malzemelerdir. (Etilen -polietilen, vinilklorür- polivinil klorür gibi) Polimerik kompozit malzemeler ise; basitçe polimer yapıya sahip iki molekülün birleştirilmesinden oluşan malzemelerdir. Polimerik kompozitlerin en önemli avantajlarını şöyle sıralayabiliriz; genellikle çok hafiftirler, korozyona ve aşınmaya karşı dayanıklıdırlar, kolay işlenebilir ve kolay şekil verilebilir, tasarım esnekliğine sahiptirler, yüzey uygulamaları ve kalıplama kolaylıkları, yanmazlık ve şeffaflık gibi özelliklere sahiptirler. Ülkemizde yapı malzemeleri olarak, bu polimerlerin çok büyük bir önemi vardır. Bugün dünyada üretilen polimerlerin yaklaşık %30u inşaat ve yapı endüstrisinde kullanılmaktadır. Yine otomotiv, gıda, iletişim, ulaşım, sağlık, uzay araçları, enerji sektörleri ve kent mobilyaları vb. alanlar için bu malzemeler önemli bir girdi oluşturmaktadır. Polimer kompozit malzeme teknolojisi bugün hızla gelişmekte, sektör neredeyse her gün piyasaya yeni bir ürün sunmaktadır. Alışılmış malzemelere karşı, fiziksel ve kimyasal avantajları sayesinde pek çok alanda geleceğin malzemeleri olacaktır. Hatta akıllı malzeme altyapısı nedeniyle, endüstriyel açıdan farklı açılımlar sunacağı kesindir. Değerli katılımcılar; İlk sempozyum sonucunda yayınladığımız ve kamuoyu ile paylaştığımız bildirgeden bazı bölümleri yeniden hatırlatmakta fayda görüyorum. İki yıl önce sonuç bildirgesinde, etkinlikten çıkarılan sonuçlardan önemli görülenleri, ilgililere ve yetkili kurumlara şöyle özetlemiştik; Ülkemizin polimerik kompozitler alanındaki konumu ve gelişmesi diğer ülkelerle oranla iyidir. Ancak tüketim ise gelişmiş ülkelere göre daha geri durumdadır. (Örneğin Camelyaf Takviyeli Polimerler CTP tüketimi; ABD 7100 gr/kişi; Fransa 5400 gr/kişi; İngiltere 3720 gr/kişi; Almanya 3600 gr/kişi; Yunanistan 3250 gr/kişi; Türkiye 850 gr/kişi) Alanın; eğitim ve kalifiye eleman yetersizliği, işçi sağlığı ve güvenliği, atıklarının değerlendirilmesi ve yönetimi gibi sorunları mevcuttur. Ülkemizde bu sorunların çözümüne yönelik yeni koordinasyonlara, ortak platformlara ve bu sektöre özgü organize sanayi kuruluşlarına ihtiyaç vardır. Yine özellikle hammaddeye yönelik sıkıntıları mevcuttur. Ülkemizde girdi sağlayan, Petkim ve Cam Elyaf gibi kuruluşlar sektörün ihtiyacını tek başlarına karşılayamamaktadır. Bunun için yeni yatırımların desteklenmesi gerekmektedir. Avantajlı konumu gereği kompozit malzemelere olan ilginin artması, ürün altyapısında kalitesizliğe ve kayıt dışılığa yol açmış, dolayısı ile sektörde haksız rekabet ortamını yaratmıştır. Bu nedenle, doğru planlama ve denetim zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Polimerik kompozit alanında, ürün kalite kontrolünü, uluslararası test ve standartlara uygun çalışma yapacak tam donanımlı akredite laboratuvarlara ihtiyaç vardır. Sanayicilerin ve devletin birlikte, alt yapı maliyetleri yüksek bu laoratuvarları ortak bölgesel ve merkezi şekilde kurmaları mümkün ve ihracat açısından gereklidir. Özellikle kompozit sektöründeki atıkların yönetimi, katı atıkların yok edilmesi ve geri kazanılması, enerjide kullanılması, bunun için toplama sistemine ilişkin üretici, devlet, meslek odaları, yerel yönetimlerin katılımlarıyla bir koordinasyon oluşturulması, bölgesel bir atık bankası kurulması ayrı bir önem taşımaktadır. Evet, geçen sempozyum da, tespit ettiğimiz sorunlar ve çözüm önerilerimizin bir kısmı bunlardı. Değerli katılımcılar, Kimya Mühendisleri Odamız tarafından düzenlenen bu etkinlikte 3 gün boyunca, bilim insanlarımız, sektörde görev alan uzmanlar ve meslektaşlarımız yeni tespitlerde ve önerilerde bulunacaklardır. Hatta bu yıl özellikle bilimsel ve teknolojik paylaşımların yanı sıra, özellikle sektörel sorunların açığa çıkacağı çalıştaylar etkinliğimizi zenginleştirecektir. Sizlerin aktif katılımları ile ülkemizin polimerik kompozitler alanında geleceğine yönelik yeni ufuklar açılacaktır diye düşünüyorum. Sevgili Meslektaşlarım, Sempozyumun teknik önermeleri dışında birkaç şeyde, bir meslektaş olmanın yanı sıra bir yurttaş, ülkenin birikimleri ile yetişmiş bir insan ve bilimsel düşünceyi esas alan aydın kimlikli meslek örgütümün sorumluluğu ile bir şeyler söylemek istiyorum. Ülkemiz ne yazık ki, sıkıntılı ve sancılı günler geçiriyor. AKP iktidarı, ülkenin pazarlanması ve yoksulları daha da yoksullaştıran politikalarını, siyasal üst yapıda İslami gericileşme dalgası ile paralel yürütmektedir. Sosyal devlet tahrip edilirken cemaat ağları, sadaka dernekleri ülkeyi sarmıştır. Yurttaş olmanın gereği olan sosyal haklar, yerini biat kültürüne, el pençe divan durmaya bırakmıştır. Hiçbir ulusal önlem ve öncelik gözetmeden, ülkemizin küresel sermayeye eklemleme süreci hızla gerçekleştirilmektedir. Sonuç, kapitalist küreselleşme nedeni ile yaşamakta olduğumuz kriz kapımızda, hatta her alanı sarmış durumda. Piyasanın inisiyatifine bırakılmış bir ekonominin kriz üretmekte başka yapacağı ne olabilirdi ki; her zaman olduğu gibi faturası da ücretliye, çalışana, ülkesine inanmış üreticiye kesilmektedir. Değerli katılımcılar, Ne yazık ki; ülkemiz bir iflas hali ile baş başadır. Bu ülkeyi yönetenler artık şunu görmek zorundadır. Finans sektörüne ve Uluslararası emperyalist tekellere olan bağımlılıktan vazgeçmekten, rant ekonomisini bırakıp, üretim ekonomisine dönmekten başka şansımız kalmamıştır. Ülkemiz için çözüm; kendi yerli kaynaklarımızın etkin ve verimli kullanımı ile mümkündür. Çözüm; yerli üretimi, yerli teknolojiyi, yerli hammadde ve yerli istihdamı esas almakla mümkündür. Çözüm; ülkemize, insanlarımıza inanmakla ve toplumsal barışı esas almakla mümkündür. Çözüm; sanayiden istihdama, tarımdan gıdaya, eğitimden bilim ve teknolojiye, sağlıktan sosyal güvenliğe, enerjiden çevreye bütünlükçü bakmakla ve buna uygun politika üretmekle mümkündür. Kaynakları talan ve heba edilmiş, havası kirli, çevresi kirli, suyu kirli, toprağı kirli, üretimden vazgeçmiş, kısaca kimyası bozulmuş ülkemiz için çözüm; bilimi ve bilimsel düşünceyi kılavuz alıp aklı öne çıkarmakla mümkündür. Değerli arkadaşlar; Son olarak, Kimya Mühendisleri ve Odası, toplumsal sorumluluğunun bilinci içerisinde meslek alanlarında düzenlediği etkinliklerle alanların sorunları ortaya çıkarıp çözüm önerileri sunmakla görevlidir. Tıpkı bu sempozyum gibi KMO`nun gerçekleştirdiği; Tarımdan enerjiye, kağıttan ambalaja, tekstilden boyar maddelere, ilaçtan tehlikeli kimyasallara, maden ve minerallerden çimentoya, boyadan yapı malzemelerine, yüzey aktiflerden, geri dönüşüm teknolojilerine, gıdadan yemeklik yağlara, biyolojik süreçlerden, çevre ve atıkların değerlendirilmesine kadar, burada sayamayacağımız daha bir çok uygulama alanında düzenlediği ulusal ve uluslar arası kongre ve sempozyumlarla, ülkesine ve halkına değer katmaya devam etmektedir. Değerli katılımcılar, Her ürün gibi bu kongremiz de bir emeğin sonucudur. Bu nedenle düzenleme, bilim, danışma ve yürütme kuruluna, katkı sağlayan bildiri sahiplerine, sergi alanında yer alan sektör temsilcilerine, odamız çalışanlarına, öneri ve soruları ile sempozyumu zenginleştirecek siz değerli katılımcılarımıza teşekkür ediyoruz. Kimya mühendislerini ve sevgili öğrenci arkadaşlarımı, KMO çatısı altında bizlerle birlikte öneri ve düşünce geliştirmeye, birlikte üretmeye, bilgi ve deneyimlerimizi paylaşmaya çağırıyoruz. Sempozyumun ülkemize ve Kompozit Malzemeler alanına katacağı değerin, bundan sonraki yapılacak çalışmalarla daha da ileri götürülmesi umuduyla KMO adına saygılarımı sunuyorum.. Mehmet Besleme KMO YK. Başkanı |