Temizlik ürünleri daha çok kirlerin ortamdan uzaklaştırılması ve temizlik amacıyla kullanılırken, dezenfektanlar kişilerin genel ve özel hijyeni, araç-gereç hijyeni ve çalışan personel hijyeninin sağlanması amaçlarıyla mikroorganizmaların ortamdan uzaklaştırılması için kullanılmaktadır. Kullanılacak temizlik ürünleri ve dezenfektan seçiminde temizlik ve dezenfeksiyon sağlama etkinliğinin yanı sıra sağlık üzerine olabilecek olumsuz etkileri de dikkate alınmalıdır. Bu derlemede, dezenfektanların etki mekanizmaları, kullanım alanları kimyasal ve sağlık etkileri özetlenmiştir. Dezenfektana Ait Nedenler 1- Yoğunluk: Kimyasal maddeler yoğun eriyikler halinde iken mikrobisid, sulu veya düşük konsantrasyonlarda da mikrobistatik etkiye sahiptirler. Ancak, yoğun eriyikler, ekonomik olmadığı gibi, hem vücuda ve hem de eşya üzerine zararlı etkide bulunurlar. Yoğunluğun artması ile mikrobisidal etki arasındaki bu bağlantı devamlı değildir. Belli bir konsantrasyondan sonra, artık tesirin değişmediği görülür. Örn. dezekfektanın başlangıçtaki yoğunluğu %1 iken, bu %2‘ye çıkarılırsa etkisinin de, bir misli artacağı anlamına gelmez veya etki bir misli artmayabilir (belki, bir miktar artabilir). İkinci kez yoğunluk bir kat daha (%4) artırılırsa, öldürme oranında eskiye oranla büyük bir artış görülmez. Bu durum, konsantrasyonun artmasıyla, öldürme oranının sabit kaldığı bir düzeye kadar devam eder. Bundan sonra yoğunluk artsa da, öldürme oranı değişmez. Bu nedenle de, dezenfektanların en iyi etki sağladığı bir optimal yoğunlukları vardır. Bu optimal yoğunluk fenol için %2-5‘dir. 2- Kimyasal yapısı: Dezenfektanlar kimyasal yapılarına göre organik ve inorganik olmak üzere 2 kısma ayrılırlar. Organiklerin etkisi yapılarındaki karbon ve hidrojen sayıları ile orantılı olarak artar. İnorganiklerin tesiri ise bunların suda iyonize olma kabiliyeti ile ilişkilidir. Fazla iyonize olabilen asitler (HC, H2SO4, vs.) veya alkaliler (NaOH, KOH, vs.), etki bakımından, daha az iyonize olanlardan, daha fazla etkiye sahiptirler. Mikroplara Ait Nedenler 1- Mikroorganizmaların karakteri: Dezenfektanların etkili olabilmesinde mikropların karakterlerinin önemi fazladır. Vejetatif formlar, genellikle, kapsüllü olanlardan ve sporlardan çok daha duyarlıdırlar. Etrafında balmumu tabakası olan Mikroorganizmalar dezenfektanlara, diğer etkenlerden, daha fazla direnç gösterirler. Mantarlar ve mantar sporları da dezenfektanlara karşı genellikle az duyarlıdırlar. 2- Mikroorganizmaların yaşı: Üreme ve yayılma döneminde olan mikroplar, durma ve ölme periodundan, daha hassastırlar ve kısa bir süre içinde dezenfektanlar tarafından ortadan kolaylıkla kaldırılabilirler. Tek bir mikroorganizmadan oluşmuş kültürdeki bütün mikropların dirençleri birbirinin aynı olmayıp aralarında farklar vardır. Bazılarının az, diğerlerinin ise çok dirençli olmasına karşın populasyonun büyük çoğunluğu ortalama bir duyarlığa sahiptir ve bu değerler, birbirine yakındır. Ekstrem limitlere sahip (çok az ve çok fazla duyarlı) bakterilerin sayısı ise genellikle azdır. Bu durum normal bir dağılım karakteri gösterir. Böyle bir populasyonda, çok duyarlı olanlardan, az duyarlı olanlara doğru ölme süresinde bir uzama görülür. En duyarlılar ilk önce ve daha az duyarlılar da, direnç sırasına göre, daha sonra ölürler. 3- Mikroorganizmaların sayısı: Dezenfekte edilecek ortamda ne kadar fazla ve aynı zamanda çeşitli tür ve karakterde mikrop bulunursa, bunları öldürmek için geçen süre de o oranda fazladır. Çok kontamine yerler, malzeme, eşya, v.s. için süre normalinden daha fazla olmalıdır. 4- Mutantlar: Dezenfektanlar uygun seçilmez, yoğunluğu iyi ayarlanmaz ve yeterli süre boyunca kullanılmazlarsa hem etkisi istenilen derecede olmaz ve hem de o dezenfektana karşı dirençli yeni generasyonlar meydana gelebilir. Bu oluşan nesiller, artık o dezenfektandan etkilenmezler. Böyle durumları göz önüne alarak dezenfektanların seçimini iyi yapmalı, prospektüse uygun olarak kullanmalı ve icap ederse başka bir etkili dezenfektandan da yararlanmalıdır. Diğer Nedenler 1- Süre: Bir dezenfektanın kimyasal yönden etkili olabilmesi için, yeterli bir süre mikroplarla temas etmesi gereklidir. Bu zaman dilimi, dezenfektanın kimyasal karakterine ve kullanılan yere göre değişebileceği gibi, mikroorganizmanın özelliğine (kapsül, spor, mikrop türü, Gram pozitif, Gram negatif mikroplar, v.s.) ve kökenine de (bakteri, virus, mantar) bağlıdır. Etki süresi kısa olursa, mikrobisid etkiden ziyade, mikrobistatik tesir elde edilir ve mutantlar oluşabilir. 2- Sıcaklık: Eritken olarak veya sulandırmak için kullanılan sıvının ılık veya sıcak olması, dezenfektanların etkileri üzerine olumlu yönde tesir eder. Isı, yüzey gerilimini azaltır, viskoziteyi düşürür, buna karşın iyonizasyonu arttırır. Sıcaklık düştükçe iyonizasyon ve etki azalır, buna karşılık öldürme süresi uzar. Isı, ayrıca, kimyasal ve fiziksel reaksiyonların hızını da arttırır. Bu nedenle sıcaklık ile süre birbirine ters orantılıdır (ısı arttıkça öldürme süresi kısalır). Örn. fenolün 10 °C‘ de ve %1.45 konsantrasyonu ile 20 °C‘ de %1.15 yoğunluğunun etkisi, 30 dakika içinde aynıdır. 3- Ortamın pH‘sı: Ortamın asitlik veya alkalilik derecesi, optimal pH limitlerinden ne kadar fazla ayrılırsa, mikropların dirençleri üzerine olumsuz yönde etkiler ve ölme sürelerini kısaltır. Hidrojen iyon konsantrasyonu aynı zamanda dezenfektanların iyonizasyonuna da etki eder. Her dezenfektanın, en fazla iyonize olabildiği minimal ve maksimal pH limitleri vardır. 4- Dış maddeler: Dezenfeksiyonun başarılı olabilmesi için, mikropların, kimyasal maddelerle direk temasa gelmesi çok önemlidir. Etrafı organik (kan, serum, vücut sıvıları, idrar, dokular, mukoid salgı, v.s) ve diğer maddelerle (toz, toprak, yaprak, v.s.) sarılı olan mikropların ölmesi mümkün değildir. Böyle örtücü role sahip dış maddeler, aynı zamanda, dezenfektanları inaktive edebileceği gibi, etkisiz olan veya başka tesire sahip bileşikler haline de getirebilirler. Bu nedenle, bir yeri veya bir eşyayı dezenfekte etmeden önce kaba temizliği yapılır ve bundan sonra uygun olduğu saptanan dezenfektanla uygulamaya geçilir. 5- Ozmotik basınç: Ozmotik basıncın mikroplar üzerine etkisi fazladır. Dezenfektanlar, içinde eridikleri veya sulandırıldıkları sıvının ozmotik basıncını arttırırlar. Bu durum, hücre duvarlarının yarı geçirgenlik özelliğini bozar ve bakterilerin ölümüne neden olur. 6- Yüzey gerilimi: Dezenfektanların diğer bir özelliği de, ortamın yüzey gerilimini düşürerek hücre duvarının semipermeabilitesini bozmasıdır. Yüzey geriliminin düşmesi ile dezenfektan, bakteri yüzeyi ile direk ve sıkı temasa gelir ve dezenfektanın ıslatma ve yayılma kabiliyeti de artar. Bu durum ortamdaki kimyasal maddelerin bakteri yüzeyinde toplanmasına ve beslenmenin bozulmasına neden olur. Bazı hallerde kombine dezenfektanın kullanılması, ozmotik basıncı yükseltmek ve yüzey gerilimini düşürmek için gerekli olabilir. 7- Oligodinamik etki: Bazı kimyasal maddelerin yoğun konsantrasyonları toksik olmasına karşın, düşük yoğunluktaki eriyikleri ise, aksine üremeyi teşvik edici bir etkiye sahip olunabilir. Bakır (Cu), altın (Au) ve gümüş (Ag) böyle tesire sahiptirler. Bu maddeler, mikrop ekilen bir katı besi üzerine konursa, metal iyonlarının yayılması nedeniyle etraflarında dar veya geniş bir inhibisyon alanı meydana gelir. Bunun genişliği, madde içindeki esas metalin yoğunluğuna bağlıdır. Ancak, yayılan metalin oranı az ise, inhibisyon alanı yerine, normalden çok daha fazla bir üreme halkası görülebilir. 8- Kimyasal antagonism: Bazı kimyasal maddelerin etkisi diğer, substanslar tarafından inaktive edilebilir ,değiştirilebilir veya etkisi olmayan başka şekle dönüştürülebilir. Örn. dilue HgCl2 ün etkisi, ortamda glutation veya sistein bulunursa veya katılırsa, giderilir. Bu maddeler HgCl2 ile birleşerek, bakteri enzimlerindeki (---SH) gruplarının serbest ve aktif kalmasını sağlarlar. Çünkü, HgCl2 , sülfidril gruplarına karşı özel bir affinitesi vardır. 9- Mikroorganizmaların direk temas: Dezenfektanların etkili olabilmesi ve infeksiyon etkenlerinin yok edilebilmesi için, Mikroorganizmaların direk teması önemlidir. Bu husus, mutlaka yerine getirilmesi gereken ilk ve önemli noktalardan biridir. Bu amaçla, dezenfeksiyondan önce iyi bir temizlik yapılmalıdır. 10- Uygulama tekniği: Dezenfektanların kullanılmasında bazı tekniklerden yararlanılır. Bunlardan birinin seçimi (tütsü, püskürtme, yıkama, daldırma silme, v.s.) tatbik edilecek yere ve dezenfektana göre değişir. Bu yöntemler dezenfektanların prospektüslerinde bildirilmiştir. Mikroorganizmaları Etkileme derecelerine göre dezenfektanlar 1. Yüksek Düzey Dezenfeksiyon : Sporisit özelliği olan kimyasallarla sterilizasyon için gerekenden (3 saat ve üzeri) daha kısa sürede (10-20 dakika) uygulanan dezenfeksiyon şeklidir. Çok dirençli bir kısım bakteri sporları dışında tüm mikroorganizmalar inaktive olur. 2. Orta Düzey Dezenfeksiyon : Bakteri sporlarına etki göstermeyen, fakat mikobakteri, zarfsız virüs ve diğer mikroorganizmalara etkili olan dezenfeksiyon seviyesidir. 3. Düşük Seviye Dezenfeksiyon : Bakteri sporu, mikobakteri ve zarfsız virüslere etkisiz olan ancak bir kısım vejetatif mikroorganizmaları etkileyebilen dezenfeksiyon seviyesidir. Etki mekanizmalarına göre dezenfektanlar · Fenol ve türevleri: Bu maddeler sitoplazma zarındaki oksidaz ve dehidrogenazlarla geri dönüşümsüz olarak bağlanarak hücre içi bileşiklerin dışarı çıkmasına neden olur. · Alkil grubu: Krezol, lizol. Klor grubu: Hekzaklorofen. Organik çözücüler: Sitoplazma zarının lipid yapısını bozarak ve hücre proteinini denatüre ederek etki ederler. Örn. kloroform, alkoller ve toluen. · Hücre Proteinlerini Denatüre Edenler Örn. alkol, aseton, organik çözücüler. · Protein ve Nükleik Asitlerin Fonksiyonel Gruplarında Modifikasyon Yapanlar Ağır metaller (örn. civa, bakır, çinko), oksitleyici ajanlar (örn. peroksitler), alkilleyici ajanlar (örn. formalin, etilen oksit). · Enzimlerin İşlevini Bozarak veya Değiştirerek Etki Edenler Örn. kuarterner amonyum bileşenleri, okside edici maddeler, formaldehid, etilen oksit. · Bakteri Sporlarına Etki Edenler Kuarterner amonyum bileşenleri germinasyon aşamasında etkilidir. Fenol, sporun oluşum aşamasına etki eder. Gluteraldehid, formaldehid, hipoklorit, iyot, hidrojen peroksit ve etilen oksit olgun spor aşamasında etkilidir. Kimyasal yapılarına göre Dezenfektanlar , · Fenol ve fenol bileşikleri: Krezol, lizol, hekzaklorofen. · Klor ve klor bileşikleri: Hipoklorit. · İyot ve iyot bileşikleri: İyodoforlar, povidon iyot. · Aldehidler: Formaldehid, Gluteraldehid. · Alkoller: Etil alkol, isopropil alkol. · Kuarterner amonyum bileşikleri: Benzalkolyum klorür (zefiran). · Amonyum komponentleri ve diguanidler: Klorheksidin, setrimit. · Hidrojen peroksit · Etilen oksit Yüksek düzey dezenfeksiyon için kullanılan bileşikler: · Gluteraldehid: Satüre dialdehid olan gluteraldehid etkin bir dezenfektan ve kimyasal sterilizan olarak kabul edilmiştir. Sıvı solüsyonu asidik olan gluteraldehidin sporisit özelliği yoktur. Yalnızca alkali solüsyon olarak kullanıldığında pH 7.5-8.5 aralığında sporisit özelliği vardır. %2 yoğunlukta vejetatif bakterileri 2 dakikada, mikobakterileri 20 dakikada, sporlu bakterileri ise ancak 3 saatte öldürebilmektedir. Yüksek düzey dezenfeksiyon için oda ısısında 20 dakika temas süresi yeterlidir. Metal için koroziv olmadığı gibi plastik ve lastik materyale zarar vermemektedir. · Ortofitalaldehid (OPA): %0.55 1,2-benzenedikarboksialdehid ya da OPA, şeffaf, soluk mavi pH`sı 7.5 olan bir solüsyondur. Oldukça geniş bir etkinlik alanı vardır. Bilinen göz ve burun pasajına ait irritan etkisi yoktur. pH 3-9 arasında mükemmel stabilizasyonu mevcuttur. Mikroorganizmalar ve sporlar üzerinde oldukça geniş bir etkinliği vardır. Toksisitesi gluteraldehitten daha az ve mikobakterilere daha hızlı etkilidir. · Perasetik asit: Perasetik asit ya da peroksiasetik asit tüm mikroorganizmalar üzerine etkinliği olan bir sterilizandır. Oldukça hızlı etkili bir sporisittir. Yüksek düzey dezenfeksiyon için 5-10 dakika yeterlidir. Dayanıksız ve pahalı bir bileşiktir. Ayrıca, bazı metaller üzerinde korozyona neden olur. Yoğun çözelti ile temas halinde cilt yanıkları ve göz hasarı oluşabilir. · Hidrojen peroksit (H2O2): Hidrojen peroksit oldukça fazla mikroorganizmaya, bakteriye, mantara, virüse ve spora etkinliği olan bir maddedir. Toksik olmayan bir bileşiktir. Stabilize formları uzun süre dayanıklıdır. %7.5`lik çözeltisi 10 dakikada yüksek düzey dezenfeksiyon sağlar. Genel temizlik ve dezenfeksiyon için %1-3 yoğunluğunda kullanılır. · Hidrojen peroksit ve perasetik asit: %0.23 perasetik asit ve %7.35 hidrojen peroksitin bakteriyel sporlar ve tüm mikroorganizmalar üzerinde etkinliği gösterilmiştir. Özellikle gluteraldehide dirençli mikobakterileri etkisiz hale getirmektedir. · Klordioksit (ClO2 ): Yüksek derecede okside edici bir maddedir. Koroziv ve tahriş edicidir. Organik maddelerden ve ışıktan etkilenir. Yüksek derecede dezenfeksiyon için 5 dakika yeterlidir. · Süperoksitlenmiş (elektrolize) su - Hipokloroz asit: HOCl formülüne sahip bir zayıf asittir. Tuzlu suya elektrik akımı (950 mV) uygulanarak elde edilen elektrolize su mikroorganizmalara karşı geniş bir etki spektrumu gösterdiğinden dezenfeksiyon işlemlerinde kullanılabilir. Elektrotlara voltaj uygulandığında iyonlar yüklerine göre ayrılır ve anot bölgesinde asidik çözelti (anolit), katot bölgesinde ise alkali çözelti (katolit) oluşur. Anolit içerisindeki maddelere (hipokloroz asit hipoklorit iyonları, erimiş oksijen, ozon, süperoksit radikalleri…) bağlı olarak güçlü oksidasyon potansiyeli ve yüksek derecede antimikrobik aktivite gösterir. Bakteri, mantar, parazit ve virüsleri hızlı bir şekilde öldürür. Sporlara etkisi ise yavaştır. Ancak dayanıklı değildir ve uygulama yerinde üretilmesi gerekir. Sert yüzeylerin ve su sistemlerinin dezenfeksiyonunda kullanılabilmektedir. Özellikle gıdalarla temas eden yüzeylerin dezenfeksiyonunda güvenli bir yöntemdir. Orta ve düşük düzey dezenfeksiyon için kullanılan bileşikler: · Alkoller : Gram-pozitif (MRSA ve VRE dahil) ve gram-negatif mikroorganizmalara, mikobakterilere, funguslara ve herpes simpleks virüs (HSV), HIV, influenza virüs, respiratuar sinsityal virüs (RSV), hepatit B virüsü (HBV), adenovirüs, rotavirüs ve rinovirüs gibi çeşitli virüslere karşı güçlü inhibitör etkinliğe sahiptir. Buharlaştıklarından yüzey temizliğinde kullanılmaları tavsiye edilmez. · Kuarterner amonyum bileşikleri: Benzalkonyum klorür, setil-piridinyum klorür, alkil dimetil benzil amonyum klorür bu gruptan olan dezenfektanlardır. Genel olarak katyonik deterjan özelliği gösteren yüzeye etkili bir dezenfektandır. Hasta cildine temas eden tansiyon manşonu ve steteskop gibi kritik olmayan aletlerin yüzeylerinin temizliğinde de kullanılabilmektedir. Alkil dimetil benzil amonyum klorür hastanelerde kullanılan başlıca bileşiktir. Fungusid, bakterisid ve virüsid olarak etkinliği vardır. · Fenolikler: Yüksek konsantrasyonlarda kullanılan fenol deriveleridir. Ortofenilfenol ve ortho-benzyl-para-chlorofenol şeklinde kullanılır. Fungusid, tüberkülosid ve virüsid olarak kullanılmaktadır. Kritik olmayan tıbbi cihazların temizliğinde kullanılması önerilmektedir. · İyodoforlar: İyot ve polivinil pirolidon bileşiği olan povidon iyodür en sık kullanılan iyodofor olup bakterisidal, tüberkülosidal, virüsidal ve fungusidal etki gösterir. Sporisit etkileri yoktur. Sıklıkla antiseptik olarak kullanılmasının yanında kan kültür şişelerinin ve medikal ekipmanların, hidroterapi tanklarının termometrelerin ve kullanıldıktan sonra endoskopların temizliğinde kullanılmaktadır. KAYNAKÇA; https://www.turkiyeklinikleri.com/article/en-deterjanlar-ve-dezenfektanlar-etki-mekanizmalari-kullanim-alanlari-ve-saglik-etkileri-76575.html http://www.mikrobiyoloji.org/TR/Genel/BelgeAltKardes.aspx?F6E10F8892433CFFA79D6F5E6C1B43FF6B12BC5704C951AB https://www.das.org.tr/kitaplar/kitap2009/pdf/109-120%20Ufuk%20Abbasoglu.pdf |