08/06/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname kapsamında bir İktisadi Devlet Teşekkülü olan Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu; kalkınma planları ve yıllık programlar çerçevesinde, imalat sanayi alanında, her çeşit silah, mühimmat, patlayıcı madde, makina, teçhizat ve malzeme imalat kapasitelerini karlılık ve verimlilik esasları göz önüne alarak, savunma ve sivil savunma ihtiyaçlarına göre planlama ve ekonomik bir şekilde üretmek ve pazarlamak amacıyla kurulmuş olan bir kurumdur. Teknik, ekonomik ve idari hiçbir neden gösterilmeksizin kurumun statüsünün değiştirilmesi geçmişte örneklerini gördüğümüz KİT özelleştirilmelerine benzeyen bir sürecin başlangıcıdır. Anonim şirket ile amaçlanan; Türk Ticaret Kanunu`ndaki denetim hükümleri ile Kamu İhale Kanunu ve Devlet Memurları Kanunu başta olmak üzere 17 Kanundan muaf ve özel hukuk hükümleri ile Milli Savunma Bakanlığı kararlarına tabi bir kurum yaratmaktır. Bu durum özelleştirme için uygun koşulların yaratılması sürecinin başlangıcıdır. Tarihi; İstanbul`un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet`in top dökümhanesine kadar uzanan, birçok stratejik işletme ve fabrikası ile yurt savunmasında önemli bir rol üstlenen, binlerce çalışanı ile ülkemizin değerler sistematiğinde önemli bir yeri olan, birçok meslektaşımızın çalıştığı savunma sanayinde önemli bir yeri olan stratejik bir kurumun hiçbir neden gösterilmeksizin anonim şirkete dönüştürülmesi asla kabul edilemez. TCDD, TEK, Çitosan, Tekel gibi onlarca KİT`te yapılan özelleştirme öncesinde de bu kurumlar önce anonim şirketlere dönüştürülmüştür. Ardından küçük işletmeler olarak ayrılıp parçalanan kurumların niteliği bozulmuş, küçültülmüş ve özel sektöre ya da yabancı sermayeye yok pahasına satılmıştır. Bu işletmeleri alanlar kurumların önemi ve işlevine bakmadan buraları darmadağın etmiş, personeli işten çıkarmış, kurumu piyasanın gereklerine göre yeniden düzenlemiştir. Tank – Palet fabrikasının işletme hakkının Katar`lılara devrinin tartışmaları henüz bitmemişken yurt savunmasında örnek bir milli kurum olan Makine Kimya Endüstrisi Kurumu statüsünün anonim şirkete çevrilmesi bağışlanmaz bir yanlıştır. AKP iktidarı her ağzını açtığında milli ve yerli gibi kavramları öne sürerken MKE`nin ileride olabilecek olası bir yabancı satışını açıklamak mümkün değildir. Kanun teklifini veren AKP milletvekilleri ve Milli Savunma Bakanlığı bu teklifin özelleştirme niteliğinde olmadığını, anonim şirket sermayesinin tamamının Hazine`ye ait olacağını ifade etmektedirler. Oysa kuruluşta Hazine`ye ait olan payların daha sonra ticaret hukuku çerçevesinde özel şahıslara devrini önleyen bir hüküm teklifte yoktur. Ayrıca eğer maksat özelleştirmek, yani kamuya ait varlıkları özel şahıslara devretmek değilse, teklifin 8. maddesinde şirketin 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümlerinden muaf olacağı neden belirtilmiştir? Bu muafiyet açıkça Kurum‘a ait bir varlık satılacağı zaman 4046 sayılı Kanun‘da öngörülen yasal ilkelere uyulmaksızın ve prosedür uygulanmaksızın sadece Bakanlık kararıyla ticaret hukuku hükümleri çerçevesinde satış yapılabilmesini temin etmek için getirilmiştir. Ayrıca teklifte kurum 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerinden de muaf tutulmaktadır. Bütün bu yanlışlara ilave olarak kurum personelinden memur olarak kalmak isteyenlere adeta "başka kapıya" denilerek, başka kurumlara yerleştirilmeleri öngörülmektedir. Oysa MKE, Türkiye`de emsali olmayan tesislere sahip eşsiz ve benzersiz bir kurumdur. MKE`nin ürettiği ürünlerin birçoğunu üreten ve kullandığı teknolojiyi kullanan başka bir kamu kurumu yoktur. Bu kurumda yetişmiş personelin nitelikli hizmetinden başka kurumlarda yararlanılması bu nedenlerle olanaklı görünmemektedir. Kimya Mühendisleri Odası olarak bizler; her koşulda kamucu, halk ve ülkeden yana yerli ve milli sanayileşmeyi savunmuşuzdur. Başından bu yana özelleştirmelere karşı çıkarak; kamusal üretim, verimli kamu işletmeciliği, kamusal hizmet ve denetimi savunup ülke ve halk çıkarlarının yanında tavır alan Kimya Mühendisleri Odası olarak, MKE`nin özelleştirilmesi sürecini başlatan bu kanun teklifinin kamu ve toplum çıkarlarına tamamen aykırı olduğunu düşünüyoruz. Odamız, daha önceki özelleştirmelerde olduğu gibi her zaman ülke ve halk çıkarları ile meslektaşlarımız ve bütün MKE çalışanlarının yanında yer alacaktır. Ülkemizin geleceği; neoliberal politikaların uygulanmasında değil etkin ve verimli kamu işletmeciliğinde, planlama, kalkınma, sanayileşme ve adil paylaşım politikalarında yatmaktadır. Kamu kurumlarının etkin ve verimli işletilmesi için atılacak ilk adım bu kurumların her seviyedeki yöneticilerinin sadece ve sadece liyakat esasına göre görevlendirilmesi olmalıdır. Kamu kurumları iktidar partisinin üye ve taraftarlarının istihdam ihtiyaçlarına göre değil Kurum`un teknik ve idari ihtiyaçlarına göre seçilen liyakat sahibi kişiler tarafından yönetilmelidir. TMMOB Kimya Mühendisleri Odası 47. Dönem Yönetim Kurulu |