17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen Marmara Depremi`nin acı hatıraları hala hafızamızda canlı olarak durmaktadır. Uzmanlara göre ise İstanbul`da büyük bir deprem beklenmektedir. Peki geçmişte yaşananlar bize ders oldu mu? Ya da olası bir depreme hazır mıyız? Kimya Mühendisliği mesleğinin halktan yana ve kamu yararına icra edilmesi ilkesine sahip olan KMO İstanbul Şubesi olarak söylememiz gerekir ki; İstanbul`u etkileyecek depreme birçok açıdan hazır olmadığımız gibi, ikincil tehlikeler açısından hiç hazır değiliz. KMO İstanbul Şubesi olarak gerçekleştirilecek her türlü hazırlığa katkı koyma arzu ve irademizin olduğunun bilinmesini isteriz. Bilim insanı ve teknik kadroların örgütü olarak, 17 Ağustos 1999 Depremi`nin yıldönümünde, sızıya dönüşen acımızı unutmadığımızı, meslek alanımızla ilgili kısımlarını unutturmayacağımızı söylüyor ve ilgili olan tüm kesimleri uyarıyoruz.Kimyasallardan kaynaklanan tehlikelerin iyi yönetilememesi sonucu zaman zaman daha ağır olaylar da yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. Özellikle son zamanlarda organize sanayi bölgelerinde yaşanan patlamalar ve yangınlar savımızı doğrular niteliktedir. 13 yıl önce yaşadığımız acı depremin yıldönümünde de depremi bekleyen bir kent olan İstanbul`da, kimyasalların yönetiminin çok önemli olduğunu, eğer gerekli önlemler alınmazsa yaşanacak olası bir depremle birlikte kimyasallardan kaynaklanacak tehlikelerin çok fazla can ve mal kaybının muhtemel olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak 2011 yılında hazırladığımız ‘Deprem, Kimyasallar ve Tehlikeler` başlıklı rapora göre İstanbul`daki kimyasal miktarları aşağıdaki gibidir. Alanlar | Tahmini En Çok Miktar | Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Geçişi | 732 bin 600 ton | İstanbul Boğaz Geçişi | 144 milyon 500 ton | LPG Sektörü | 400 bin ton | Akaryakıt Sektörü | 408 bin 820 metreküp | Ana Kimya Sanayi Üretim Kapasitesi | 44 milyon 500 ton | Doğalgaz Kullanımı | Yaklaşık 5 milyar metreküp |
Yaptığımız tüm çalışmalar, depremin ardından İstanbul`da binlerce kişinin kimyasallardan kaynaklanan yangın, patlama, sızıntı gibi sebeplerle zarar göreceğini ve öleceğini ortaya koyuyor. 17 Ağustos 1999 depreminin acı hatırasından ders çıkarmak için bir kez daha kamuoyunu bilgilendirmek, yetkililere hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz. 1. İstanbul`un finans ve turizm merkezi ilan edilmesi ve buna göre yapılandırılması sürecinde, sanayi sektörleri plansızca kent çeperlerine sürüklenmemelidir. Özellikle kimya sanayiinin yarattığı risklerin yönetilebilmesi için Organize Kimya Sanayi Bölgelerinin kurulması teşvik edilmelidir. Bu bölgelerin yer seçimi, risklerinin belirlenmesi, denetimi ve eğitimi konularında KMO her zaman açıkladığı gibi, bilgi birikimini kamu yararına sunmaya hazırdır. 2. İstanbul için, deprem sonrası, doğalgazdan kaynaklanan çok ciddi bir yangın ve patlama potansiyeli mevcuttur. Doğalgaz kullanılan tüm binalarda, gaz algılama ve kesme düzeneklerinin eksiksiz bulunması gerekmektedir. 3. Deprem esnasında, kimyasal madde depolanan tankların, bağlantı noktalarının ve borularının kırılma potansiyeli mevcuttur. Bunun önüne geçmek için, ‘Sismik Tesisat Koruması` konusunda ulusal ve bölgesel kuralları belirleyen yaptırımların hayata geçirilmesi zorunludur. 4. İstanbul boğazındaki kimyasal madde taşıyan tanker trafiği gözetilerek, artık daha fazla gecikilmeden bir deniz itfaiyesi kurulmalıdır. KMO İstanbul Şubesinin bu konudaki birikimi ve rehberliğinden yararlanılması kaçınılmazdır. İstanbul`u yönetenlerin gündeminde bu konu üst sıralarda yer almalıdır. 5. Kimyasal madde kazalarında müdahale yöntemini belirleyen, karar üretme süreçlerinin bilgi temelli hale dönüştürülmesi ve coğrafi bilgi sistemlerinin bu açıdan geliştirilmesi gerekmektedir. 6. Tehlikeli bir kimyasalın üretiminden son ürününe kadar oluşumu aşamalarında meydana gelecek her türlü emisyon, imisyon ve ortaya çıkacak atık miktarlarının tespitinin yanı sıra; doğal afet ve olası kazalarda can ve mal güvenliğini önlemeye önemli katkı sağlayacağı nedeniyle il ve bölge bazında "Tehlikeli Kimyasal Maddeler Envanteri" çıkartılması gerekmektedir. Kent içindeki kimyasalların envanteri tek bir elde toplanmalı ve kamu ile paylaşılmalıdır. 7. Tüm kimyasalların güvenlik bilgi formlarının işyerlerinde ve ilgili birimlerde bir veri tabanı çerçevesinde bulunmasını sağlayacak organizasyonel yapı kurulmalıdır. 8. Büyük Endüstriyel Kazalara yönelik acil durum planları hazırlanarak, kamuoyu ile paylaşılmalı ve vatandaşlar hangi durumda tahliye olacakları vb. bilgilere sahip olmalıdırlar. 9. Kimyasal madde üreten ve kullanan işletmelerde, 1954 yılından çıkarılan Kimyagerlik ve Kimya Mühendisliği Hakkında Kanun`a göre bir ‘Sorumlu Müdür` bulundurulması zorunludur. Artık işverenlerin ve yerel yönetimlerin bu zorunluluğun ne kadar önem arz ettiğini anlamaları ve kanunda yazanı hayata geçirmeleri gerekmektedir. 10. Yerel Yönetim, Kimya Sanayicileri, Valilik, KMO ve ilgili diğer kurumlardan oluşan kentsel risk yönetimi kurulları – komiteleri – birimleri - oluşturulmalıdır. İstanbul için hazırlanan Afet Planlarında, boğaz köprüsünden geçen kimyasalların denetiminde KMO`nun katkısının alınması için binlerce insanın ölmesi, çevrenin geri dönülemez biçimde tahrip edilmesi mi beklenmektedir. Kimyasalların yönetimine dair gerekli önlemlerin alınması ve gerekli denetimlerin yapılması, İstanbul için ertelenemeyecek bir duruma gelmiştir. Bizler kamusal sorumluluğumuz gereği üzerimize düşen görevleri yerine getireceğimizi kamuoyuna bildiririz. Daha geç olmadan, daha fazla canı kaybı yaşanmadan gerekli önlemleri almak için yetkilileri bir an önce göreve davet ediyoruz. TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu |