Denizli Sarayköy ‘de 28.04.2024 tarihinde özel bir firmanın jeotermal enerji ile ilgili sondaj çalışması sırasında 15 gün boyunca kontrolsüz biçimde devam eden çok yüksek debide bir püskürme (blow out) vakası yaşanmıştır. Ülkemiz, jeotermal enerji kaynakları bakımından Dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer almasına karşın, zenginliklerinden bu defa da bilim ve mühendislik hizmetleri göz ardı edilerek yararlanılmaya çalışılması sonucu, maalesef Dünya literatüründe ender rastlanan toplum ve çevre sağlığını tehdit eden bir olaya neden olunmuştur. Jeotermal enerji kaynağı elektrik üretimi, ısınma, termal turizmi ve seracılıkta kullanılması gibi yararlı özellikleri yanında, içerdiği toksik özellikteki hidrojen sülfür yanında, karbondioksit, ağır metaller gibi insan sağlığına zararlı kimyasallar içermektedir. Bilindiği üzere jeotermal akışkanın elektrik enerjisi üretiminde kullanıldığı santrallerde ayrışan sıvı faz, kuyunun ömrünü uzatmak dışında, esas içerdiği tehlikeli kimyasalların insan sağlığına ve çevreye zararlı etkilerini önlemek için yer altına enjekte edilir. Ancak, Sarayköy`de jeotermal akışkanın atmosfere yayılması ile tehlikeli kimyasallar insan ve çevre sağlığını tehdit edecek biçimde çevreye yayılmıştır. Atmosfere yayılan hidrojen sülfür, belli bir konsantrasyonun üzerinde yaratabileceği toksik etki yanında, atmosfer şartlarına bağlı olarak 1 ile 42 gün içinde önce kükürt dioksite, sonra sülfürik aside dönüşür. Böylece atmosferde aynı anda hem toksik, hem korozif bir ortam oluşabilir. Bunun dışında akışkan içinde bulunması muhtemel tehlikeli ağır metaller, konsantrasyonlarına göre insan ve çevre sağlığı için olumsuzluklar yaratabilir. Maden Tetkik Arama (MTA) ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) deneyimli teknik ekibinin büyük özveri ile yaptıkları çalışmalar sonunda, 13 Mayıs 2024 akşamı kuyunun kapatılması sevindirici bir gelişme olmuştur. Ancak 15 gün boyunca çok büyük hacimdeki akışkanın havaya kontrolsüz bir biçimde salınmasının insan ve çevre sağlığına kısa ve uzun vadede yaratacağı etkilerin izlenmesi son derece önemli ve yaşamsaldır. Öncelikle Sağlık, Çevre ve Tarım ve Orman Bakanlıkları tarafından sahada, insan, hayvan ve tarım ürünleri üzerinde ortaya çıkabilecek olası olumsuzluklar sürekli yapılacak ölçümler ve testler ile izlenmeli ve gerekli koruyucu ve iyileştirici çözümler üretilmelidir. Ayrıca, zarar ve kayıplara neden olanlardan hukuki sorumlulukları yanında, ortaya çıkacak maddi kayıpların da karşılanması talep edilmelidir. Jeotermal kuyu açma izni alınmasından itibaren, devreye alma ve işletme süreci ile ilgili tüm uygulamalar yeniden gözden geçirilmeli, gerekli standartlar ve takip sistemleri oluşturulmalı, toplum sağlığını öne çıkaran uygulamalar ve politikalar acilen uygulamaya alınmalıdır. TMMOB Kimya Mühendisleri Odası olarak, kaza sonrası saha takibi, standartların oluşturulması ve sonraki çalışmalarda her türlü teknik desteği sağlamaya hazır olduğumuzu kamuoyuna saygı ile duyururuz. Saygılarımızla, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu |